Alman yazar Oliver Bantle’ın “Kofi veya Bağışlama Sanatı”
adlı kitabı Can Çocuk Yayınları tarafından Saliha Nazlı Kaya’nın çevirisiyle
yayımlandı.
Gergedan Kofi, Ay’a kızar, onu
uyandırdı diye. Sabah olduğunda uyanan hayvanların çıkardığı gürültüye
sinirlenir. Havaya öfkelenir, asla onun istediği gibi olmadığı için. Kofi
rüzgâr estiğinde üşür, esmediğinde terler; gökyüzünde bulutlar varsa onun için
karanlık, yoksa aydınlık olur. Arkadaşı geç kalmıştır; geç kalınmasından nefret
eder. Kısacası her şeye ve herkese sinirlenir Gergedan Kofi. Ama en çok da
özellikle rüzgâr estiğinde kokusunu aldığı şimdi düşmanı olan eski arkadaşı
Antros’a öfkelidir. Öfkesinin yaşamını şekillendirmesine, hatta yaşamının
“öfke” haline gelmesine izin vermiş olan Kofi şaşırtıcı bir kılavuzla
karşılaşır: Büyükbabası. Birlikte bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk sırasında
büyükbabası öğrendiklerini torununa aktararak Kofi’ye asıl önemli olanın ne
olduğunu göstermeye çalışır. Kofi artık kendi yolculuğunu tamamlayacak duruma geldiğinde
de büyükbabası başka türlü bir yolculuk için hazırlanmaya başlar.
“Kofi veya
Bağışlanma Sanatı” için bir yaş grubu konmamış. Her yaştan okura, özellikle de
içine doğru bakmak isteyenler için…
“Doğru
yoldan söz ediyoruz, en hızlı gidilebilecek olandan değil.”
“Peki,
doğru olan hangisi?” diye sordu Kofi sinirlenerek.
“Kendi
yolun tabii.”
“Hah,
şimdi anladım. Peki, kendi yolumu nasıl bulacağım acaba?”
“O
yolda yürüyerek. Önceden yok ki o yol. …”
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder