Depresyon, endişe, tedirginlik ve benzeri duygular
yetişkinlere, “büyüklere” ait duygular mıdır? Küçük bir kız kötü bir sabaha
uyanıp o günü kötü geçirmez mi hiç?
Astrid Lindgren Anma Ödülü (ALMA) ve Hugo Ödülü sahibi
Avustralyalı yazar ve çizer Shaun Tan,
alışılmış resimli öykü kitaplarından çok farklı olan “Kızıl Ağaç”ta yine alışılmışın dışında bir “durumu”, öyküye eşlik
eden ve her biri ayrı bir duygu dünyasını yansıtan, ayrıntılarla dolu
resimlerle aktarıyor. Duygular ne kadar “karanlık” olursa olsun her birinin
içinde “canlı ve parlak” bir kırmızı yaprak gizli.
“Bazen gün doğar ve
hiç umut getirmez beraberinde. Ve gitgide kötüleşir her şey. Bir kasvet çöker
üstüne.”
Küçük kız yataktan henüz kalkmamıştır, ama o gün pek de
güzel bir gün değildir. Odasını siyah yapraklar doldurmaya başlar. Dışarı
çıkar, ama durum düzelmez, kötüleşir. Kimse onu anlamaz, yalnızdır, “dünya
sağır bir makinedir artık”. Bu karanlık, umutsuz gün başladığı gibi bitecektir
sanki. Ama öyle olmaz. Her umutsuzluğun içinde, bazen görülmesi zor da olsa,
küçücük kırmızı bir yaprak vardır hep. Küçük kız eve döndüğünde onu karşısında
bulur.
“Ama işte! Birdenbire
karşına çıkıverir, canlı ve parlak, sessizce beklemektedir seni, tam da hayal
ettiğin gibi.”
Bu resimli öykü kitabı için yaş sınırı yok, bana kalırsa.
Shaun Tan adeta, “bazı günler hiç umut yokmuş gibi hisseden
büyükler ve küçükler, hiç dert etmeyin, her ne olursa olsun üstesinden
geleceksiniz,” diyor. Bu olağanüstü kitap Seda Ersavcı’nın çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder