22 Şubat 2013 Cuma

“Yanıtı olmayan sorular hiç sorulmamalı” mı?.. “Balıkların Bununla Ne İlgisi Var?”

Amerikalı yazar Avi’nin yazdığı, Şiirsel Taş’ın dilimize kazandırdığı “Balıkların Bununla Ne İlgisi Var?” adlı öykü kitabı Hayy Kitap’ın “Yaşasın Gençler” dizisinden yayımlandı. Kitapta bulunan yedi öykü, ergenlik çağındaki çocukların yaşadığı zor durumlar ve bu durumlarla başa çıkma yöntemleri üzerine.

Kitaba adını veren, “Balıkların Bununla Ne İlgisi Var?” başlıklı ilk öyküde, babasının evi terk etmesiyle annesinin de kaybolduğu duygusuna kapılan William’ın mutsuzluğa bir çare bulma çabası anlatılıyor. “Matt Kaizer’in İyiliği” başlıklı öyküde ise bir papazın oğlu olan, hiç de “yola gelecek gibi” olmayan kötü davranışlı bir çocuğun aslında içinde bir “melek” olduğuna inanmaya başlaması; “Konuş Benimle” de abisinin evden kaçmasının ardından onu özleyen, ama bu konuda konuşacak kimsesi olmayan Maria’ya saat tam 16.00’da gelen gizemli telefonlar; “Öğretmen Terbiyecisi”nde iyi bir öğrenci olmanın onu arkadaşlarından uzaklaştırdığını gören ve bu nedenle kötü davranmaya başlayan Gregory’nin haksız yere cezalandırılınca öğretmeninden intikam almaya karar vermesi, ama işlerin beklemediği bir şekilde sonuçlanması; “Evcil Hayvanlar”da kedilerinin hayaletlerinin dadandığı Eve’in ürkütücü öyküsü; “İçinde Ne Var?”da intihar etmek isteyen kuzeni Danny’yi bir şekilde engelleyen on üç yaşındaki gencin öyküsü; “Şans Kurabiyesi”nde sekiz ay önce annesi ve babası boşanan Parker’ın, annesinin mutsuzluğu, babasının ilgisizliği ve ihmalkârlığı karşısında giderek büyüyen kızgınlığının acısını doğum gününde çıkarmaya karar vermesi anlatılıyor.

 
Hangi tür kitap severse sevsin, neredeyse her okuyucu, tamamen gençlerin gözünden aktarılan, bazen yakınında bazen uzağında ama kesinlikle hayatın içinden öykülerden oluşan bu kitapta sevebileceği bir öykü bulabilir dersek pek yanılmış olmayız.

 
Yazarın kendi hayatı da yazdığı öyküler kadar ilginç. Öncelikle Avi, yazarın gerçek adı değil. Gerçek adı sorulduğunda, bir yaşındayken ikiz kardeşinin verdiği bu ismin, yani “Avi”nin kullandığı tek isim olduğu karşılığını veriyor. Ayrıca, kitaptaki biyografisinde yer alan bilgiye göre Avi, öğrencilik yıllarında disgrafiden (yazı yazma bozukluğu) mustaripmiş. Ama o zamanlar yetişkinler Avi’nin yaptığı hataların “dikkatsizlik ve özensizlikten” kaynaklandığını düşünürmüş. Kim bilir, belki de yazarın “sorunlu” diye nitelendirebilecek “yaşantılara” farklı, daha içeriden, âdeta empatiyle bakabilmesi belki de yaşadığı bu kişisel deneyimin sonucu.

 
Tülin Sadıkoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder