
Hiç bu kadar çok kar
görmüş müydünüz?
Kırmızı Başlıklı Kız’ın hikâyesini hemen hemen herkes bilir.
Peki, Beyaz Başlıklı Kız’ı duymuş muydunuz? Belki de iddia edildiği gibi “Munari
yazana kadar kimse bilmiyordu”. Kitabın ilk sayfasını çevirir çevirmez
karşımıza bembeyaz iki sayfa çıkıyor: “Hiç bu kadar çok kar görmemiştik. Sabah
uyandık ve pencereyi açtığımızda bu beyazlık bizi kör etti. Bütün gece kar
yağmış ve her şeyi örtmüştü.” Sayfaların neden bembeyaz olduğunu böylece
anlıyoruz. Kar, her yeri kaplamıştır. Öyle ki “çok dikkatli baksanız bile
hiçbir şey göremiyordunuz. Köpek kulübesini, çalı çitlerini, taş bankları, çiçek
tarhlarını, ormana giden patika yolu artık ayırt edemiyordunuz. Gözlerinizi
kocaman açsanız da hiçbir şey göremiyordunuz. Bu kadar karın ortasında tek
görebildiğiniz Küçük Beyaz Başlıklı Kız’ın gözleri.” (Kitapta yalnızca bu
kocaman açılmış gözlerin resmi var.)
Beyaz Başlıklı Kız, annesinin beyaz bir örtüye sarmış olduğu
yumurta, süt ve şekeri büyükannesine nasıl götüreceğini düşünür. Endişelidir,
çünkü kar her şeyi örtmeye devam etmektedir. Yollar, evler, her şey kar altında
kalmıştır. Beyaz Başlıklı Kız, büyükannesine nasıl gidecek? Ya ormanda gezinen
kurt? O da karlar altında mı kalmıştır?
Resim, heykel, film, endüstri tasarımı, grafik tasarım,
edebiyat ve şiir gibi pek çok farklı alanda eser veren İtalyan tasarımcı Bruno
Munari son derece özgün çalışmalarıyla hayranlık uyandırıyor. Picasso
tarafından bir defasında “yeni Leonardo” olarak tanımlanan Munari yalnızca
ülkesi İtalya’da değil tüm dünyada özellikle görsel sanat alanında bir ilham
kaynağı olur. Beyaz Başlıklı Kız, Munari’nin her biri başlı başına sanat eseri
sayılabilecek çalışmalarından yalnızca bir tanesi. Bu farklı, orijinal kitap henüz
Türkçeye çevrilmedi ne yazık ki. En kısa zamanda yayımlanması dileğiyle.
Beyaz Başlıklı Kız, ayrıca, hayal dünyaları körelmiş kimi yetişkinler için de eşsiz bir fırsat değerinde.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder