Resimli öykü kitaplarında illüstrasyonun en az yazılı metin
kadar önemli olduğu bir gerçek. Öykünün resimlerle takip edilebilmesi, hatta
resimlerle okunabilmesi çocukların hayal gücüne önemli bir katkı kuşkusuz. Son
yıllarda da illüstrasyon uluslararası alanda “bağımsız bir sanat disiplini”
olarak görülmeye başlandı. Bu çoğu kişiye göre “illüstrasyonun, yazı dünyasına nazaran
geleneksel olarak oynadığı ikinci ya da yan rolden kurtulduğu” anlamına
geliyor. İllüstrasyonun öneminin kabul edilmesiyle, özellikle son zamanlarda, yazılı
öykülerin yanı sıra “görsel öyküler” de karşımıza daha sık çıkıyor.
Behiç Ak’ın, Can Çocuk Yayınları tarafından Okul
Öncesi Kitaplığı dizisinden yayımlanan “Doğumgünü
Hediyesi” isimli kitabı tamamen resimlerden oluşuyor. İlk sayfada deniz, gökyüzü
ve denizle gökyüzünün kesiştiği yerde yeşil bir leke görülüyor. İkinci sayfaya
geçtiğinizde leke biraz daha yakınlaşıyor. Bu kez üzerinde beyaz, başka lekeler
beliriyor. Üçüncü resimde bunların ev olduğu anlaşılıyor. Evlerin yanı sıra
ağaçlar ve bir de kayık bulunuyor. Daha sonra evlerden birinde bir çocuğun bir
hediye aldığını görüyoruz. Takip eden resimde çocuk hediyesiyle dışarıya koşuyor.
Öykü resimlerle devam ediyor...
Yazılı bir metin olmaması bu kitapta kesinlikle bir engel
oluşturmuyor. Çünkü çocuklar öyküyü kendileri, kendi kelimeleriyle yazabiliyor
ya da anlatabiliyor.
Metni olmayan bir kitap ilk bakışta kitabın “ruhuna” aykırı görünüyor
belki de. Ancak çocukların yazıyla, “söz”le ilişkisini kuvvetlendirmesi açısından
çok önemli bana kalırsa. Bir de sanırım farklı bir kitapla karşılaşmış olmak çocukları
ve biz yetişkinleri alışılmışın dışına çıkmaya, sıra dışı düşünmeye itiyor.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder