11 Mart 2013 Pazartesi

Genç Prens’in Dönüşü

Küçük Prens’e ne olduğunu, yaşasaydı başından neler geçeceği Küçük Prens’i okuyanların aklından hiç geçmediyse en az bir kez geçmiştir.

Arjantinli yazar A.G. Roemmers “Bu özel çocuk aramızda yaşamaya devam etseydi ne olurdu?” sorusunun yanıtını düşünmekle kalmamış, yazıya dökmüş. Genç Prens’in Dönüşü, pilot arkadaşını bulmak için bu sefer okyanus diğer yakasına gelen Genç Prens’in öyküsünü anlatıyor.

Patagonya’da aracı ile tek başına seyahat eden anlatıcımızın dikkatini yol kenarında bir karaltı çekiyor. Kuş uçmaz kervan geçmez bu yerde mavi bir battaniyeye sarılmış sarı saçlı bir gencin uyuduğunu fark ediyor. Bu genç o kadar derin bir uykuda ki anlatıcı onu uyandıramıyor ve onu orada bırakmaya gönlü el vermediği için aracına taşıyor.

Sonrasında bu genç, anlatıcıya otoyol nedir, problem nedir gibi çok basit sorular soruyor.  Bu konuşmalarda alışılmış tepkiler, kaybedilen değerler ön plana çıkıyor. Her şeyi karmaşık bir hale getirmektense farklı bakış açısı getirmenin daha iyi olduğu vurgulanıyor.

"Hepimiz prens olarak doğarız, bazıları bunu bilmez, bazılarıysa unutur. Benim krallığım yalnızca içimdedir."

Genç okurlara hitap eden, Laurrie Hasting’in resimlediği, Deniz Torcu’nun Türkçeleştirdiği kitap Timaş tarafından yayımlandı.


Ebru Akkaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder