
Martı Kengah, sürüsündeki martılarla uçarken güç toplamak için onlarla birlikte denizde balık avlar. Dördüncü ringa balığını yakalamak üzere suya dalan Kengah başını çıkardığında yapayalnız olduğunu görür. Suyun içinde alarm çığlığını duymamış, böylece "kara dalgayı" fark edememiştir. Her yanı petrolle kaplı olan martı zar zor uçmayı başarır ve ancak kedi Zorba’nın güneşlenmekte olduğu balkona kadar gelebilir. Ölmek üzere olan martı son gücüyle bir yumurta çıkaracaktır ve ona yardım etmek isteyen Zorba’dan da üç şey için kendisine söz vermesini ister: Zorba yumurtayı yemeyecektir, civciv çıkana kadar yumurtaya göz kulak olacaktır ve ona uçmayı öğretecektir.
Zorba,
diğer kedi arkadaşları Albay, Profesör ve Sekreter’den yardım alır. Profesör’ün
ansiklopedilerinden yumurtayı nasıl muhafaza edeceklerini öğrenirler.
Yumurta çatlayıp içinden yavru martı çıkınca Zorba’yı annesi
zanneder. Öyle olmadığını söylese de minik martı için o “iyi bir annedir”. Bu
arada Zorba, yavru martıyı yemek isteyen kedilerden, sıçanlardan onu korumak
durumunda kalır.
Bir isim koymak gerektiğinde cinsiyetini öğrenmek için tam
bir deniz kedisi olan Pupa-yelken’e başvururlar. Minik martı bir dişidir ve
Albay, onların korumasına girme şansını yakaladığı için adının Şanslı olmasını
önerir.
Martı, kedilerin şefkatiyle hızla büyür. Artık sıra uçmayı
öğrenmeye gelmiştir. Şanslı, önceleri uçmayı ve bir martı olmayı istemez. Kedi
olmayı tercih eder. Ama zamanla o da uçmak istemeye başlar. Uzun uğraşlar
sonuçsuz kalınca bir insandan yardım istemeye karar verirler. Bunu insan
dilinde miyavlayarak yapmaları gerekmektedir. İnsanlarla konuşmak kedi yasasını
delmek anlamına gelir, ama bir kereliğine buna göz yumulacaktır. Kediler yardım
isteyebilecekleri insanları düşünürler, kimseyi bulamazlar. Sonunda “kedi
Minnoş’un evinde yaşayan şairi” seçerler. Şairin de yardımıyla, Şanslı
“gökyüzünün sonsuzluğunda” uçmayı başaracaktır.
Şilili yazar Luis
Sepúlveda’nın dostluk, cesaret, doğa ve verilen sözlerin önemini aktardığı
romanı “Martıya Uçmayı Öğreten Kedi”
Can Çocuk Yayınları’ndan Saadet
Özen’in çevirisiyle yayımlandı. İnsanın doğaya verdiği zararın, doğada yaşayan
canlıların bunun sonuçlarına nasıl katlandığının altını çizen Sepúlveda farklı olanı
sevmenin, onunla bir arada yaşamanın, dost hatta aile olmanın mümkün olduğunu
da bir kez daha hatırlatıyor.
7-10 yaş grubundaki çocuklar için önerilen romandaki
resimler Mustafa Delioğlu’na ait.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder