5 Nisan 2013 Cuma

“İlgilenecek daha önemli şeyleri olanlar için bir öykü: Kayıp Şey”

“Demek bir hikâye dinlemek istiyorsunuz?
Eh, eskiden çok ilginç hikâyeler bilirdim. Bazıları o kadar komikti ki gülmekten kendinizden geçerdiniz, bazıları da o kadar korkunçtu ki onları bir daha asla duymak istemezdiniz.
Ama artık hiçbirini hatırlamıyorum.
Bu yüzden size kayıp şeyi nasıl bulduğumu anlatacağım.”
 
Sahil kenarında, koleksiyonu için şişe kapağı toplayan bir çocuk kafasını kaldırdığında kasvetli, kaybolmuş gibi bir hali olan şeyi görür. Gidip ona yakından bakmaya karar verir. Garip görünen bu şeyin konuşmaya başlayınca dost canlısı olduğu anlaşılır. Öğleden sonrasını onunla oynayarak geçiren çocuk kimsenin gelip şeyi evine götürmeyeceğini, onun kayıp olduğunu anladığında şeye yardım etmeye karar verir. Etrafındakilere sorar; onu her şeye dair bir fikri olan arkadaşı Pete’e götürür, ama bir sonuç çıkmaz. Sonunda şeyi kendi evine götürmekten başka çaresi kalmaz. “Güncel olayları tartışmakla fazlasıyla meşgul olan” annesiyle babası şeyin farkına bile varmazlar. Dikkati ona çektiğinde ise evde kalamayacağını söylerler. Böylelikle çocuk, kayıp şeyin nereye ait olduğunu bulmanın başka yollarını aramaya başlar.
 
Betondan ve makinelerden oluşan, yeşilin ve mavinin hiç bulunmadığı, mat renklerin hâkim olduğu donuk, bunaltıcı bu dünyadaki insanlar o kadar “meşguldür” ki kocaman, kırmızı bu şeyi fark etmezler bile. Shaun Tan, hızını kaybetmeden gelişmeye, büyümeye devam eden endüstri ve bunun sonucunda yok olan doğayla birlikte bizi bekleyen geleceğin bir öngörüsünü yapmanın yanı sıra giderek yalnızlaşan, etrafındakilere ilgisini tamamen kaybetmiş insanın da bir resmini çiziyor. Tan’ın duyarlı, derinlikli çalışmalarının her birini birer başyapıt haline getiren de onun bu felsefi –dersek yanılmış olmayacağımız– yaklaşımı.
 
Shaun Tan’ın kitabından uyarlanarak yapılan animasyon film de 2011 yılında En İyi Kısa Animasyon Film Ödülü’nü kazandı.
 
ALMA ve Hugo ödüllü Avustralyalı yazar ve çizer Shaun Tan’ın yazıp resimlediği, Sinan Okan’ın Türkçeleştirdiği “Kayıp Şey”, İthaki Yayınları’ndan yayımlanıyor. 
 
"Ama bugünlerde o tür bir şeyi giderek daha az görür oldum.
Belki de artık o kadar çok kayıp şey yok etrafta.
Ya da belki ben onları artık fark etmiyorum.
Başka şeylerle fazlasıyla meşgulüm herhalde."
 
 
Tülin Sadıkoğlu
 
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder