Beş yaşındayken teyzesiyle parka gittiği bir gün kumları
eşeleyip iki cep dolusu ıvır zıvır çıkardığı için kendisine Köstebek adı
takılan oğlan o günden bu yana eşelemeye, kazmaya devam eder. Bulduklarını da yatağının
altındaki bir çuvala koyar. Bunlar “annesi için çöp, Köstebek için ‘yarım
kalmış yaşamlar’”dır.
Karlı bir günde “desen gibi işlenmiş, düzgün mü düzgün ayak
izleri” herkes gibi Köstebek’in de ilgisini çeker. Adım izlerini takip ederek
sonunda “bacasından çiçek buketi şeklinde duman tüten evi” bulur. Yıllardır
kimsenin yaşamadığı, üstünü yosun saran bu ev artık yenilenmiştir. Ancak kimse
buraya yerleşen kişiyi tanımamaktadır. Düşünmeye başladıkça herkes hayal meyal
birini hatırlar, ama o kadar siliktir ki kimse neye benzediğini bilemez. Yavaş
yavaş, insanların da kendisini tanımaya başlamasıyla daha görünür olan bu
utangaç ve titiz adama mahalleli Simri adını takar. Simetri hastalığı olan ve
her şeyi düzelten Simri Adam, bu özelliği nedeniyle Park ve Bahçeler
Müdürlüğü’nde işe başlar. “O günden sonra kasabada üfül üfül değişim rüzgârları
esmeye” başlar. Herkes mutludur, ama bir süre sonra eski düzeni özlemeye
başlayanların, her şeyin bir dekor gibi olmasından memnun olmayanların sesi
yükselir. Tam da bu sırada öğlen uykusunda gözünün üstüne yatan Simri,
uyandığında her şeklin beş ayrı görüntüsünü aynı anda görmeye başlar. Ne
yaparsa yapsın işe yaramaz, gözleri düzelmez. Böylece kasabada ve Simri’nin
hayatında değişiklikler baş gösterir.
Kasaba yenilenirken atılan eşyalar nedeniyle Köstebek bir
sürü objeye kavuşmuştur. Ancak kendisi için bir hazine olan bu objeler arkadaşları
için öyle değildir. Sude’nin dediği gibi Köstebek “canım hayalci objeleri”ni aslında
çuvallara hapsetmiş mi oluyor? Topladığı, “yarım kalmış bu yaşamlar” yeni
yaşamlara karışabilecek mi? Peki, yeni edindiği görüşle Simri’nin yaşamında ne gibi
değişiklikler olacak?
Sevim Ak’ın “Puldan Taştan Lahanadan” adlı romanı Can Çocuk Yayınları’ndan çıktı. 8-11 yaş grubu çocuklar için önerilen kitaptaki
resimler ise Behiç Ak’a ait.
Sevim Ak kullandığı dil, yarattığı karakterler ve seçtiği
konularla okurları için farklı ve zengin dünyalar yaratıyor. Çocuklar ve benim
gibi çocuk kitabı okumayı bırakmayanlar için Sevim Ak’ı vazgeçilmez yapan da sanırım
en çok bu özelliği.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder