“Gülüşünü satan
birinin mutluluk hissetmesi neredeyse imkânsızdır.”
Hiç düşünmeden yaptığımız şeylerin hayatımızdaki yeri nedir?
Gülmek, ağlamak, şaşırmak, sevmek, nefret etmek ve daha pek çok şey… Peki, size
karşılığında reddedilmesi zor bir şey verilse hangisinden vazgeçerdiniz ve vazgeçtiğiniz
şey hayatınızı nasıl şekillendirirdi? Alman yazar James Krüss’ün romanı Satılan Gülüş’ü okuduğunuzda siz de
kendinize benzer sorular soracaksınız.
Kitap işinde olan Boy, bir matbaaya gitmek üzere Leipzig’e
yaptığı tren yolculuğunda önce tuhaf bir beyefendiye sonra da matbaada çocukluk
arkadaşı Timm Thaler’e rastlar. Arkadaşına, gülüşünü satan çocuğun hikâyesinin
peşinde olduğunu söyler. Timm Thaler öyküyü, çocuğa kendi adını vererek anlatmaya
başlar.
Üç yaşında annesini kaybeden Timm’in babası oğlu yalnız
kalmasın diye ikinci kez evlenmiştir. Ancak bu Timm’in hayatını pek
kolaylaştırmaz. Aksine yaptığı her şeyde onu cezalandıran üvey annesi ve kötü
davranan üvey kardeşi yüzünden çok güzel bir gülüşe sahip olan Timm neredeyse
gülmeyi unutacak hale gelir. Pazar günleri ise farklıdır çünkü o gün babasıyla hipodroma gidip birlikte vakit geçirirler. Babası bahisleri kazansa da
kazanmasa da o mutludur. Ama bu da uzun sürmez. Timm okula başladıktan dört yıl
sonra babası inşaattan düşen bir kerestenin altında kalır ve yaşamını yitirir. Böylece
hayat daha da zorlaşır.
Timm çok parası olsa her şeyi yoluna sokabileceğini düşündüğü
bir pazar günü farkına varmadan hipodromun yolunu tutar. Burada tanıştığı Bay L.
Silbi ona hayatını değiştirecek bir öneride bulunur. Girdiği her bahsi
kazanabilecektir, ama Bay L. Silbi bu yeteneği ona ancak gülüşü karşılığında
verecektir. Anlaşmaya göre Timm kimseye bundan bahsetmeyecektir. Eğer bir
kişiye bile anlatırsa hem gülüşünü hem de bahis kazanma yeteneğini tamamen
yitirecektir. Ancak Timm bir bahsi kaybederse bu kez de Bay L. Silbi ona
gülüşünü geri vermek zorunda kalacaktır. Timm borçları, eline geçecek parayla
yapabileceklerini düşünür ve anlaşmayı imzalar. Bay Silbi gülerek teşekkür
ederken Timm’in dudakları yalnızca ince bir çizgi halini alır. Herkese bulaşan
ve ona “kahkaha bombası” adının takılmasına yol açan gülüşü artık ona ait
değildir.
Hipodromda kazandığı paralar nedeniyle bir olayda onu
hırsızlıkla suçlarlar, ama gerçek anlaşılır. Kazandığı paraları gören üvey
annesinin para hırsıyla Timm bahis oynamaya devam eder. Artık
zenginleşmişlerdir, ama bu arada oğlanın hiç gülmeyen yüzü onu insanlardan
uzaklaştırmıştır.
Timm kazanabileceği büyük servetten vazgeçerse Bay Silbi’nin
ona gülüşünü geri verebileceğini umarak kentin kenar bölgelerinde onu arar. Ancak
oğlanın karşısına çıkmaktan kaçınan ve onu uzaktan gözleyen Bay Silbi’yi bulmayı
başaramaz.
On dört yaşına bastığında Timm son bir bahis oynar ve büyük
bir ikramiye kazanır. Artık üvey annesinin ve üvey kardeşinin ona ihtiyacı
yoktur. Timm “gülüşünü aslında hiç ihtiyacı olmadığı bir şey uğruna” sattığını
anlamıştır ve gülüşünü geri almaya kararlıdır. Ama bunu nasıl yapacağını bilemez.
Karşısında çok zeki, kurnaz biri vardır; üstelik anlaşmanın şartları gereği bu
konudan kimseye bahsedemez, kimseden yardım isteyemez. Tümüyle yalnız kaldığını
düşünse de karşısına ona yardım edecek insanlar çıkacaktır.
Bay Silbi’yi alt etmek hiç kolay olmayacaktır.
Alman edebiyatının önemli yazarlarından James Krüss’ün en
çok okunan kitaplarından biri olan Satılan
Gülüş, arka kapak yazısında belirtildiği gibi “her şeyin satılık olabildiği
bir dünyada değerlerin önemine dikkat” çekmesinin yanı sıra okurlara, bir çaba
göstermeden sahip olduğumuz şeylerin yaşamlarımızdaki yerini fark ettiriyor.
James Krüss’ün yazdığı, Suzan Geridönmez’in çevirdiği “Satılan Gülüş”, Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlandı.
Tülin Sadıkoğlu
Yazarla ilgili bilgi edinmek isteyenler için:
James Krüss, 1926’da Helgoland’da doğdu. 1942-1944
arası öğretmenlik seminerlerine katıldı ve eğitimini savaştan sonra Lüneburg
Pedagoji Yüksekokulu’nda tamamladı. 1948-1949 arası Reinbek bei Hamburg’da
yaşadı, ardından Münih’e taşındı. 1960’a kadar "Helgoland" dergisini
yayımladı, gazeteci olarak çalıştı ve Bavyera Radyo’sunda çalıştı. 1960’ların
ortalarından itibaren Gran Canaria’ya taşındı.
"Der Leuchtturm auf dem Hummerklippen" (1956) ve "Büyük Dedem ve Ben" (1960) adlı kitaplarıyla çocuk kitabı yazarı olarak adını duyurdu. "Satılan Gülüş" kitabıyla popüler oldu.
Krüss, 41 dile çevrilen çocuk kitapları külliyatının yanı sıra, çocuklar için oyunlar yazdı, televizyon programları yaptı ("James Tierleben"). Yapıtları birçok ödül kazandı. Tüm eserleri için 1968’de Hans Christian Andersen Ödülü’nü aldı. James Krüss, 1997’de Gran Canaria’da hayata gözlerini yumdu.
Kaynak: Goethe Enstitüsü (http://www.goethe.de/ins/tr/lp/prj/uak/ij/kru/trindex.htm)
çok sağolun çok yardımcı oldu
YanıtlaSil