28 Mayıs 2013 Salı

İyi Geceler, Julia

Julia, kendisi gibi hasta olan diğer çocuklarla birlikte hastanede kalmaktadır. Ancak onun daha özel bir durumu vardır: Doktorlar odasından çıkmasına izin vermemektedir. Büyükbabası, yeni ikiz kardeşleriyle ilgilenmesi gereken annesi, babası sürekli olarak Julia’yla ilgilenir. En çok büyükbabasının yanında olması onu mutlu eder. Her ne kadar hasta olduğunu, tedavi için orada bulunduğunu bilse de büyükbabasının küçük oyunları Julia’yı “saatlerin geçmek bilmediği bu sıkıntılı yerde” eğlendirir. Bir de hemşireler vardır elbette…

Bir gün Julia odada kimse olmadığı halde bir ses duyar. Sesin bir hastane yastığına ait olduğu anlaşılır ve yastığın adı da Pofuduk’tur. Bu tanışmanın ardından hastane yastığı Pofuduk, Julia’ya orada kaldığı sürece arkadaşlık eder. Julia’nın rüyalarında bir arada olmanın yanı sıra birlikte ufak bir-iki macera yaşarlar.

Julia, birkaç hafta önce hastanenin bekleme salonunda Bruno adında bir çocukla karşılaşmıştır. Bruno’nun saçları aldığı ilaçlar nedeniyle dökülmüştür ve ilk gördüğünde bu yaşta bir çocuğun saçsız olması onu çok şaşırtmıştır. Kısa süre sonra bunu unutan Julia ve Bruno arkadaş olurlar. Yetişkinlere anlatamayacağı yastık Pofuduk’u şimdi ona anlatabilmeyi istemektedir, ama Bruno kendisini iyi hissetmediği için odasından çıkmamaktadır. Bunun üzerine Julia ve Pofuduk, Julia’nın rüyasındayken Bruno’yu ziyaret etmek üzere plan yaparlar. Odanın nerede olduğunu bulmak için Bruno’nun çizdiği ve ona yolladığı hastane planından yararlanırlar. Julia ve Pofuduk, Bruno’nun odasına gidebilecekler mi? Çok yorgun olan ve artık odasından hiç çıkamayan Bruno’yu neler beklemektedir?

İspanyol yazar Carles Sala i Vila’nın yazdığı, Roger Simó’nun resimlediği ve Havva Mutlu’nun dilimize çevirdiği “İyi Geceler, Julia” kısa bir süre önce Can Çocuk Yayınları’ndan çıktı. Yazar ele aldığı bu son derece zor, dokunaklı konuyu nahif ve olabildiğince olumlu bir dille aktarıyor. Hayatın içinde karşılaşılan zorluklarla mücadele etme şeklinin, yaşanan kayıplara bakışın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark etmemizi sağlıyor.

Tülin Sadıkoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder