“Rico
ve Oskar” üçlemesinin ilki olan “Derin Gölgeler”in kahramanı on bir yaşındaki Rico.
Kendisini şöyle tanımlıyor: “Ben derin
yetenekli bir çocuğum; çok şey düşünebilirim, ama bu genellikle başka
insanlarda olduğundan biraz daha uzun sürüyor. Bu, beynimle ilgili değil,
beynim gayet normal büyüklükte. Ama bazen bazı şeyler kafamdan dışarı düşüyor
ve maalesef bunların nereden düştüğünü hiçbir zaman bilemiyorum. Ayrıca bir şey
anlatırken konuya her zaman iyi odaklanamıyorum.” Anlatıcı Rico olduğundan
olayları, yaşadığı çevreyi ve insanları onun gözünden görüyoruz.
Rico,
her zaman çok dar bir mini etek ya da vücudunu saran, derin dekolteli kısa bir
elbise ve yüksek topuklu gümüş ya da altın renkte ince şeritli sandaletler
giyen, özellikle de erkeklerin dönüp dönüp baktığı bir kadın olan annesiyle birlikte
yaşamaktadır. Rico ve annesinin yaşadığı binada ilginç pek çok komşuları
vardır.
Okul
yerine teşvik merkezine giden Rico bir gün oyun parkında kafasında mavi
kaskıyla, boyu ancak göğsüne kadar gelen yedi yaşındaki Oskar’la karşılaşır. Zeki
bir çocuk olan Oskar aslında bir yanıyla Rico’ya benzer. O da diğerlerinden
farklıdır. Bu karşılaşmanın ardından ikisinin arasında bir dostluk başlayacak
ve çocukları kaçırıp karşılığında az bir para isteyen Mister 2000’nin Oskar’ı
kaçırmasıyla Rico kendini büyük bir serüvenin içinde bulacaktır.
“Rico
ve Oskar – Derin Gölgeler” kurgusu, karakterleri ve diliyle kuşkusuz iyi
yazılmış bir roman. Ancak benim daha çok önemsediğim yazarın yaşamı ve yaşamın
içinden insanları-olayları pek de yumuşatmadan, gerçekçi bir şekilde aktarıyor
olması. Yayınevi yaş grubunu 10-12 olarak belirlemiş (Farklı bir yaş grubu
belirlenebilirdi belki de). Bu yaş grubundaki okurlar için yazılan kitaplarda
konular, karakterler ve dil aslında “olması gerektiği gibidir” çoğunlukla. O
nedenle de kimi zaman gerçek dünyadan kopuk, çocuğa ve gence uzak, öğretici
kitaplar okuyabiliyoruz. Bu açıdan yayınevinin bu kitabı seçmesini cesurca
buluyorum ve bunu önemsiyorum. Bir başka nokta da elbette, her ne kadar kahraman
“farklı” bir çocuk olsa da sorun odaklı bir kitap olmaması.
Tülin
Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder