Hannah’nın babası kızının istediği turkuvaz mavisi muhabbet
kuşunu alabilmek için tüm mallarını satar. Bununla da kalmaz tefecilerden borç
alır. Olanlara katlanamayan annesi, Hannah’nın ağabeyleriyle birlikte onları bırakıp
gider. Bunun üzerine baba-kız bir kulübeye yerleşirler. Hannah’nın babası
hamallık yapmaya başlar; ancak üç yıl sonra yorgunluktan ölür. Dokuz yaşında
bir başına kalan Hannah’yı uzak bir akrabası evine alır. Yeniden bir yuvaya,
bir aileye kavuşan Hannah mutludur. Yine de babası aklına geldiğinde acı çeker.
Böyle zamanlarda küçük muhabbetkuşunu görmeye gider. Bir gün kuşu hasta, titrer
halde bulunca onu kaybedeceğinden, böylece geçmişten geriye hiçbir şey
kalmayacağından endişe etmeye başlar. Kuş bir süre sonra iyileşir iyileşmesine
ancak Hannah’nın korkusu geçmez. Aklına masalcı adamın bahsettiği tersine akan
Qjar Nehri ve bu nehrin ölümü engelleyen suyu gelir. On iki yaşındaki
Hannah bir gece, güneyde bir yerde, kumun ve suyun ötesindeki nehri bulmak üzere tek başına yola çıkar. Böylece Hannah’ın serüveni başlamış olur.
Hannah, başından geçenleri anlatmaya başlamadan önce Tomek’e
şöyle diyor: “Bu hikâye sana sunabileceğim en güzel şey. Tabii ki sana
verebileceğim daha binlerce armağan var, üstelik çoğu çok güzel: Örneğin el
üstünde koşan şu minyatür atları biliyor musun? Ya da geceleri bazen kendi
kendine çalan flütü? Peki, ya hiç solmayan çiçeği? Ya konuşan taşı? Elimden
gelse sana tüm bunları vermeye çalışırdım. Ama bu armağanların hiçbirinin sana
anlatacağım hikâyenin yerine geçmeyeceğini bilmelisin. Bir tek sana anlatacağım
çünkü sen sahip olduğum en değerli şeysin.” İyi yazılmış, iyi bir öykü her çocuk için farklı nedenlerle yeri doldurulmayacak ve ömür boyu yanında
taşıyabileceği bir armağan gerçekten de.
Jean-Claude Mourlevat’ın yazdığı, Ömrüm Erdaş’ın çevirdiği “Hannah
– Tersine Akan Nehir”, Can Çocuk Yayınları’nın “Heyecanlı Kitaplar” dizisinden
çıktı. On bir yaş ve üstü genç okurlar için önerilen kitaptaki resimler ise her
çalışmasında metinlere görsel olarak farklı bir boyut kazandıran ve okurun
hayal gücünü görsel açıdan da besleyen Gözde Bitir’e ait.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder