Dünyanın bir ucunda,
unutulmaya yüz tutmuş bu yer, hiç kimsenin istemeyeceği şeylerle doluydu.
Bu ıssız yerin tam
ortasındaki küçük evin küçücük pencerelerinden görünen tek şey, insanların
attığı çöpler ve yağmurlu havaydı.
Bu evde yaşlı bir adam yaşamaktadır. Hurdalığa dönüşmüş bu yerde
bu yaşlı adam yine de bir çaba gösterir, “her gün çöpleri toplar, ayırır ve
ayıklar, gömer ya da yakar”. Geceleri ise rüyasında “rengârenk kuşların,
tropikal ağaçların, nadide çiçeklerin ve dev gagalı tukanların, ağaç
kurbağaları ve kaplanların” olduğu bir ormanı görür.
Bir gün yaşlı adamın dikkatini çeken bir şey ona bir fikir
verir ve üzerinde düşündükçe:
Düşünce giderek
köklendi, filizlendi.
Çöplerin üzerinde serpilip
yaprak verdi.
Gövdesinden dallar
çıktı.
Büyüdükçe büyüdü,
uzadıkça uzadı.
Böylece yaşlı adam çöplerden, tenekelerden bir orman yapar.
Hayallerindeki gibi değildir, ama yine de bir ormandır. Ve bir gün küçük bir kuş
gelir ormana. Sonra eşini getirir, gagalarında tohumlarla birlikte. Tohumlar
açar, kuşlar şarkılar söyler, böcekler vızıldar, yapraklar hışırdar, yabani
hayvanlar oradan oraya dolanır.
Bir zamanlar bir orman
vardı.
Dünyanın bir ucundaki
bu orman, herkesin isteyeceği şeylerle doluydu.
Ormanın tam
ortasındaki küçük bir evde, bahçesinde dev gagalı tukanları, ağaç kurbağaları
ve kaplanları olan yaşlı bir adam yaşardı.
Helen Ward’un yazdığı, Wayne Anderson’ın resimlediği ve
Şiirsel Taş’ın Türkçeye çevirdiği Teneke
Orman, Remzi Kitabevi’nden yayımlandı. Öykü, çevre duyarlılığının yanı sıra
şartlar ne olursa olsun umudumuzu kaybetmememizi, çabalarımızın sonucunu bir
gün mutlaka alacağımızı ve hayallerimizi gerçekleştirebileceğimizi anlatıyor.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder