Tilda, başına hep tuhaf şeyler gelen bir çocuk. Sadece tuhaf
şeyler olsa iyi ancak bir de aksiliklerin peşini bırakmadığı biri. Tilda
babasını özlüyor, her fırsatta gelip onu almasını bekliyor ama bu dileği
gerçekleşmiyor. Babasının arada bir gönderdiği hediyelerle yetinmek zorunda
kalıyor.
Okulda arkadaşları babalarının işlerini söyleyip bununla
hava atarken Tilda’nın ağzından birden “Benim babam da astronot,” lafı çıkıyor.
Tilda, bazen doğru söylemediğini kabul ediyor. Babasının astronot olduğunu
söylerken arkadaşlarının bunu araştıracağı ya da ondan bunu ispatlamasını
isteyebilecekleri aklının ucundan geçmiyor.
Doğru söylemediği için içinde ikilemler yaşıyor ama “yalan
söyledim” demek de ağırına gidiyor. Bir büyüğünden yardım istemeyi düşünüyor
ama sonra “Onlar benim halimi asla anlamazlar, sanki kendileri hiç yalan
söylemiyormuş gibi davranırlardı,” diye iç geçirip vazgeçiyor bu fikrinden.
İşler kontrolden çıkınca ne olursa olsun en yakın arkadaşı Julia’ya gerçekleri
söyleyeceğine dair kendine söz veriyor ve sözünü de tutuyor. Julia, sınıfta yaptığı
harika bir hamle ile Tilda’nın kötü duruma düşmesini engelliyor.
Eğer Babamı Kazara
Astronot Yapmasaydım doğrular, hayal gücü, çaresizlik ve dostluk üzerine
sıcacık bir kitap.
İsveçli yazar Ingelin Angerborn’un yapıtını Türkçeye Ali
Arda çevirmiş. Kitabı Taner Duran resimlemiş.
8 yaş üstü çocuklara hitap eden kitap Paloma Yayınevi’nce
yayımlandı.
Ebru Akkaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder