5 Numara bir çalım
attı, sağlı sollu ilerliyor, Benjamin’i geçti, şut… ve gooolllll! Kalecimiz
Jonathan golü kurtarmak için bir şey yapamadı çünkü o sırada eğilmiş, çözülen
bağcıklarını bağlıyordu.
Okullar arası şampiyonanın ilk turundaki bu maçı Antoine
Lebic’in kaptanı olduğu takım 18-0 kaybeder. Harikalar yaratmayı beklemeyen,
maça çok da iyi hazırlanmamış olan takım yine de bu sonuç karşısında şaşkındır.
Kimine göre hakem taraf tutmuştur, kimine göre kaleci “kova”dır, kimine göre
ise hangi oyuncunun defansta hangi oyuncunun ileride olduğu bile belli
değildir. Takımı çalıştıran Dard Hoca’ya göre ise çocuklar kendi hatalarını
örtmek için başkasına suç atmaktadır: Onlar sporun yüz karasıdır. Artık okullar
arası şampiyonanın onun için bitmiş olduğunu bildiren Dard Hoca bundan sonra
onlara ancak badminton çalıştıracağını söyler. Fakat, “hayatta bazı anlar
vardır. Her şey berbat olmuş gibi hissedip gelecekten umudunuzu kesmişken, [….]
uğradığınız haksızlığa yanarken hooop, bir anda durumu kurtaran inanılmaz bir
şey oluverir.” Karşı takımın çalıştırıcısının şanssız bir kaza sonucu iki
bacağı birden alçıya alınınca ve yerine de kimse bulunamayınca takım oyundan
çekildiğini ilan eder. Bu durumda bir önceki turda yendiği takım onun yerine geçer.
Yani bizim futboldan pek bir şey anlamayan ve 18-0 yenilen takım… Çocuklar, Dard
Hoca’yı zorlukla ikna ederler. Ancak onları zorlu bir çalışma süreci
beklemektedir. Diğer yandan takımın amigosu Magali onlara psikolojik destek
vereceğini ilan eder. Magali’ye göre kazanmak için karşı takımın oyuncularına
bakışlarıyla “DEH-ŞET” salmaları gerekmektedir. Onların yeterince korkutucu
olamadıklarını görünce de aksesuvar kullanmalarını önerir. Her gün düzenli
olarak antrenman yapan, Dard Hoca’nın söylediklerini harfiyen yerine getiren ve
bu arada futbol kurallarını da öğrenen çocukların çabaları ve azmi ailelerini
ve etraftaki insanları da etkiler. Onlar da ellerinden geldiğince çocuklara
destek olurlar. Ancak Magali’nin tavsiyeleri sonucu maça korkutucu
aksesuvarları ve formalarına yazdıkları “Dehşetengiz Julien, Terminatör, Ölüm
Meleği” gibi isimlerle çıkmaları maçın sonucunu nasıl etkileyecek dersiniz?
Fransız yazar Sophie
Dieuaide’in yazdığı, Jacques Azam’ın
resimlediği ve Ece Nahum’un dilimize kazandırdığı Dünya Şampiyonu! Antoine Lebic’in Destansı Hayatı, Hayykitap’tan yayımlandı. Sekiz yaş ve
üstü çocukların okuyabileceği bu eğlenceli maceraların devamı da var…
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder