11 Kasım 2013 Pazartesi

Kırmızısarısiyahbeyaz

Köy meydanında dört ev vardır. Bu dört evin her birinde Kırmızı, Sarı, Siyah ve Beyaz yaşamaktadır. Anneleri bazen çocuklar dışarıda oynasın istedikleri için sık sık bir araya gelirler. Birlikte oynar, meydana çok da uzak olmayan göletli parka giderler. Göletin yakınlarında ağaçları bulunmaktadır. En üstteki dal Kırmızı’nındır! Bütün göleti buradan görebilmektedir. Diğerleri de ördekleri, kaşıkgagalı kuşu görmek ister, ama ağaç da gölet de yalnızca Kırmızı’nındır sanki.

Ağaçta bir de kulübeleri vardır. Kırmızı başka bir rengin adını bile duymak istemediği için kulübe baştan aşağı kırmızıya boyanmıştır. Kulübeyi temizlemeleri gerektiğinde Kırmızı diğerlerine ne yapacaklarını söyler. Sarı, Siyah ve Beyaz kendilerini paralarlar, ama Kırmızı boş boş oturur. Kimse de ağzını açıp bir laf edemez. Sarı, Siyah ve Beyaz neyle oynuyorsa onunla oynamak ister Kırmızı. Hoşuna gitmeyen şeylerin yapılmasına da izin vermez. Hiçbiri karşı çıkamaz… “Kırmızı’ya kim ağzını açabilir ki?”

Bir gün Kırmızı, ağacın, kulübenin, oyuncakların kendisinin olduğunu söyler. Siyah korkuyla kekeleyerek bunun haksızlık olduğunu söyleyince Kırmızı ona “komik örgülü ahmak keçi” diye bağırır. Örgüleriyle gurur duyan Siyah çok öfkelenir ve Kırmızı’ya zorba diyerek onu ağacı, kulübesi ve oyuncaklarıyla baş başa bırakıp gider. Ardından Beyaz… Onun ardından da Sarı… Onlara ihtiyacı olmadığını düşünen Kırmızı yapayalnız kalır. Sarı, Siyah ve Beyaz tekneyi istedikleri renklere boyarlar ve gönüllerince oynarlar. Peki ya Kırmızı ne yapmaktadır?

Belçikalı yazar Brigitte Minne’in yazdığı ve yine Belçikalı çizer Carll Cneut’un resimlediği Kırmızısarısiyahbeyaz arkadaşlık ve zorbalık üzerine incelikli bir hikâye. Beş yaş ve üstü çocuklar için önerilen kitap Sarıgaga Yayınları tarafından yayımlandı.

Carll Cneut’u daha önce yine Sarıgaga Yayınları tarafından yayımlanan “Bahadır” adlı kitaptan tanıyoruz. Resimlerinin dünyaya farklı bir bakışla bakmayı teşvik ettiği söylenen Cneut şöyle diyor: “İllüstrasyonlarım görünmeyene doğru gider. Okurlarım bunları kafalarında tamamlamakta özgürdürler. Bu genellikle yetişkinlerin kafasını karıştırıyor, ama çocukların asla.”

Tülin Sadıkoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder