9 Kasım 2013 Cumartesi

Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk

Alistair ve Eleanor, normal bir evde, normal bir yaşam süren; normal şeyler yaptıkları normal bir mahallede oturan normal insanlardır. Her ikisinin de toplum içerisinde kendisini göstermeye çalışan, sıra dışı insanlara tahammülü yoktur. İlk iki çocukları ne doktorlara, ne hemşirelere ne de öğretmenlere zorluk çıkarmadan gündüz vakti, kolaylıkla doğmuş normal çocuklardır. Ancak üçüncü çocukları Barnaby daha doğumuyla sıra dışı biri olacağını belli eder. Barnaby gece yarısı doğmuş ve Elanor daha önce olmadığı kadar sıkıntı çekmiştir. Tek sıra dışı şey bu değildir: Barnaby doğanın en temel kurallarından biri olan çekim yasasına karşı gelmekte, havada süzülmekte, uçmaktadır. Diğer çocuklar Henry ve Melanie kardeşlerini olduğu gibi kabul etseler de Alistair ve Eleanor için bu, utanç verici bir durumdur.

Barnaby büyürken neredeyse hiç dışarı çıkmaz. Çıktığında da uçup gitmesin diye ona bir tasma takarlar. Bir gün tasmasından kurtulup yukarıya doğru yükselen Barnaby’ye annesi kızar ve ondan havada süzülme işine bir an önce son vermesini ister. Barnaby, bunun mümkün olmadığını söyler ve elinden bir şey gelmediğini ekler. Annesi de bunun üzerine “O zaman üzgünüm. [….] Ama benim de seni sevmek elimden gelmiyor,” diye karşılık verir.

Okula gitme zamanı geldiğinde ise onu istenmeyen çocukların gittiği bir okula gönderirler. Ancak çıkan bir yangın sonucu okul yanıp kül olur. Üstüne bir de Barnaby’nin havada süzülme özelliği televizyonda ifşa edilince tek istedikleri normal bir ailede, normal çocuklarla normal bir yaşam sürmek olan Alistair ve Eleanor için geriye yapılacak tek bir şey kalır: Barnaby’den kurtulmak. Eleanor’un Barnaby’yi gezintiye çıkardığı bir gün uçup gitmesin diye içine kum doldurdukları sırt çantasını bir makasla delmesi sonucu Barnaby uçup gider. Böylelikle Barnaby için –her ne kadar ailesini özlese ve aklında hep onların yanına dönmek olsa da – inanılmaz bir serüven başlamış olur. Önce, havada uçarken normal olmadıkları için ailelerinin evden kovduğu iki harika kadınla karşılaşır. Bir çift olarak yaşayan Marjorie ve Ethel kendilerine Brezilya’da bir yaşam kurmuşlardır. Burada yardım ettikleri bir başka çocuğu büyütmüşler ve bu çocuk New York’ta çok ünlü bir sanatçı olmuştur. Daha sonra yine ailesi tarafından dışlanmış bir sanat eleştirmeniyle karşılaşır ve onuna Toronta’ya gider. Kamçılı bir sirk hayvanı eğitimcisinin elinde tutsak olur ve daha sonra uzaya çıkar… 

Barnaby’nin yaşadığı maceraları kitapta okuyacaksınız. Bu maceraların sonunda Barnaby evine ve ailesine kavuşuyor. Üstelik sonunda havada süzülmesini engelleyecek çare de bulunuyor. Artık normal çocuklar gibi olabilecektir. Ama normal bir çocuk olmayı istiyor muydu Barnaby? “Ne de olsa, o normal denilen çocuklardan kaçı Barnaby’nin yaşadığı maceraları yaşayabilmiş ya da tanıştığı sıra dışı insanlarla tanışabilmişti? Kaçı dünyanın dört bir yanını görmüş, bunu yaparken de birçok insana yardım etmişti?”

Hem normal nedir ki? Marjorie’nin dediği gibi, “Her neyse, şunu bilmelisin ki, senin normal bulduğun şeylerin bir başkasının normal bulduğu şeylerle aynı olmaması, sende anormal bir durum olduğu anlamına gelmez.

İrlandalı yazar John Boyne’un yazdığı, Oliver Jeffers’ın resimlediği, Arif Cem Ünver’in Türkçeleştirdiği Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk, Tudem tarafından yayımlandı. Kitap 10-12 yaş grubu için öneriliyor, ancak yetişkin okurlar da bu kitabı büyük bir keyifle okuyacaktır.


Tülin Sadıkoğlu   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder