27 Ocak 2014 Pazartesi

Benim Adım Hiç Kimse

Ortaokulda okuyan Julie'nin, yakın arkadaşı Mimi'nin onu evine davet etmesi, beğendiği çocuk Shocky'nin onu fark etmesi gibi gündelik dertleri vardı. Mimi'nin annesi makyaj malzemelerini kullanmalarına izin verdiği için Julie ne yapıp ne edip kendini davet ettirmeyi başarıyordu.

Okulun ikinci döneminde sınıflarına Moğolistan'dan gelen Nergui ve ağabeyi Chingis ile birlikte Julie'nin okul hayatı da değişmeye başlar. Dünyanın en seyrek nüfuslu ülkesinden gelen bu çocuklar, göçebe bir hayat yaşadıkları için yeni yerlerde İyi Rehber bulmaları gerektiğini söyleyerek Julie'den onların İyi Rehberi olmalarını isterler. Julie'de daha önce kimse ondan böyle bir şey istemediği için bu teklifi hemen kabul eder.

Bu sayede Moğolistan hakkında bilgi edinmeye, ödevler yapmaya başlar. Gün geçtikçe Nergui ve Chingis'in evlerini görmek için duyduğu dayanılmaz istek artar. Kendini eve davet ettirme teknikleri hiç işe yaramaz. Hatta bir gün kendi tuzağına kendi düşer ve Nergui ve Chingis'i kendi evlerinde misafir ederken bulur. Aynı gün çocukların peşlerinde biri olduğunu ve bu sebeple İngiltere'ye geldiklerini öğrenir.

Julie onlara elinden geldiği kadar yardım etmeye çalışır. Ancak Nergui, Chingis ve ailesinin peşinde başkaları da vardır.  Julie, yıllar sonra okula yaptığı ziyarette tüm bunları hatırlar ve internet üzerinden arkadaşlarına ulaşmaya çalışır.

Carnegie Madalyalı Frank Cottrell Boyce, kitabın sonsözünde hikâyenin dokunaklı çıkış noktasını anlatmış. Bu kitabı benim için daha da değerli kılan güzel bir not oldu.

Arif Cem Ünver'in çevirdiği Tudem Yayınları'ndan çıkan Benim Adım Hiç Kimse 2012 Guardian Çocuk Edebiyatı Ödüllü bir kitap. Roman, 12 yaş üstü çocuklara tavsiye ediliyor.

Ebru Akkaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder