Widu, çocukların sevindikleri ve bir şeyi çok beğendikleri zaman
kalplerinin nasıl hızlı çarptığını anımsadı. Akşam yattığında ilk kez, bunun
nasıl bir duygu olabileceğini düşündü. Acaba bir trompet yutmak gibi miydi?
Nina yağmurlu, güneşsiz, soğuk
bir havada annesi ve babasıyla birlikte bir bitpazarına gider. Nina
bitpazarlarını sever, burada bir şeyler aramaktan hoşlanır. Ne aradığını kendi
de tam olarak bilemez, ama her seferinde bir şeyler bulur: tahta bir
lokomotif, küçük bir sallanan at, bebekler için oyuncak mutfak, tahta bir
trompetçi. Bu kez, Nina, derin bir çanağın içinde, bacakları havada dikili
duran yeşil gözlü, kıpkızıl saçlı bir bebek görür. İçinden bir ses ona ne
zamandır aramakta olduğu şeyi bulduğunu söyler.
Bebekleri duyabilen, onlarla
konuşabilen Nina, bebeğin adının Widu olduğunu öğrenir. Widu, Nina’ya, çok
korktuğu zaman onu sıkıca göğsüne bastırmasını, böylece Nina’nın bütün
korkusunu emip alabileceğini söyler. O günden sonra ne zaman Nina’yı korkutacak
bir şey olsa Widu onu rahatlatır. Yalnızca bununla kalmaz; Widu ona bodrumda
çıkan ürkütücü seslerin aslında rüzgârın sesi olduğunu, hayaletin çıkardığı
gıcırtı sesinin aslında yağlanması gereken kapının çıkardığı ses olduğunu
anlatır. Nina’nın bu türlü korkularının hep mantıklı bir açıklaması vardır. Ancak
Nina, bir süre sonra Widu’nun her şeyi mantığa bağlamasına öfkelenir. Widu ise kalpte
yaşayan öfke, korku, özlem ve benzeri duyguları anlamaz çünkü onun bir kalbi
yoktur. Kalbinin olmasını da pek istemez doğrusu; eğer kalbi olursa sonsuza
kadar yaşayamayacaktır... Yine de Widu ilk kez bir kalbi olsaydı nasıl olurdu
diye düşünmeye ve yine ilk kez diğer çocuklardan farklı olarak yanında olmadığı
zamanlar Nina’ya özlem duymaya başlar.
Widu ve Nina pek çok şey
paylaşır; birlikte pek çok korkunun, üzüntünün, kızgınlığın, kaybın, sorunun
üstesinden gelirler. Ölümün nasıl bir şey olduğunu birlikte tartışırlar. Widu’nun
Nina’nın her sorusuna verecek bir yanıtı, her sorununa önerecek bir çözümü
vardır. Ta ki Nina bir gün çok, ama çok hastalanana kadar… Bebek Widu, Nina’ya
bu kez yardım edebilecek mi dersiniz?
Çocuk kitaplarında bazı
konuların işlenmesi, ele alınması zaman zaman sakıncalı görülür ve bundan
kaçınılır. Kişisel olarak yaş gruplarına göre her konunun çocuklara
anlatılabileceğine inanıyorum. Yetişkinlerin çocukları korumak istemesi
anlaşılabilir, ancak yine kişisel olarak kendilerine uygun ve açık bir dille
açıklandığında çocukların yetişkinlere nazaran olayları daha kolay kavradığını
ve önyargılardan bağımsız oldukları için daha kolay özümsediklerini
düşünüyorum.
Rafik Schami de “Widu’nun
Kalbi”nde yaptığı gibi zor konuları, üstünü örtmeden, açıklıkla ama sevimli,
hatta eğlenceli diyebileceğimiz bir tarzla ele alabilen bir yazar. Bölümlerden
oluşan ve bağımsız okunduğunda da birer öykü tadı veren kitapta gerçekle hayal
gücü ustalıkla harmanlanmış.
Almanya’da yaşayan ve Alman
edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Şam-Suriye doğumlu Rafik Schami’nin yazdığı, Neylan Eryar’ın
Türkçeleştirdiği “Widu’nun Kalbi” Kırmızı Kedi Yayınevi’nin çocuk
dizisinden yayımlandı. Kitaptaki resimler ise Kathrin Schärer’e ait.
Yayınevlerinin çocuk
kitaplarına önem vermeye başlaması, okurlarına hem içeriği hem baskı kalitesi açısından
iyi kitaplar sunması son derece olumlu bir gelişme. Son birkaç yıldır çocuk
kitapları yayımlamaya başlayan Kırmızı Kedi de yayın yelpazesini hızla
genişletiyor. Umarız aynı hızla, gerek yurt içinden gerek yurt dışından
nitelikli çocuk kitapları yayımlamaya devam ederler.
“Widu’nun Kalbi”ni on yaş
ve üstü çocuklar için önerebiliriz.
Tülin Sadıkoğlu
Rafik Schami, 1946 yılında Şam, Suriye’de doğdu. 1971 yılında Almanya’ya göç etti ve burada kimya doktorası yaptı. Dergi ve antolojilerde
eserleri yayımlanan Schami, 1982 yılında serbest yazarlığa başladı.
Günümüzde
Almanya’da, Almanca-yazan-konuşan en başarılı Arap kökenli yazar olarak kabul
edilen ve kitapları pek çok dile çevrilen Schami, sayısız uluslararası ödülün
de sahibidir.
Yazar halen Kirchheimbolanden-Pfalz’ta yaşamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder