12 Şubat 2014 Çarşamba

İlk Işık

On iki yaşındaki Peter’ın buzulbilimci olan babası küresel ısınmayla ilgili bir araştırma yapmak üzere altı haftalığına Grönland’e gidecektir. Peter, moleküler biyolog olan annesi ve babasının doktora öğrencilerinden Jonas’ın yanı sıra kendisinin de gideceğini öğrenince çok heyecanlanır. Böylelikle buz dağlarına tırmanabilecek, köpekli kızak sürebilecek ve en önemlisi okula gitmeyecektir.

Peter'ın, on ikinci yaş gününden hemen sonra baş ağrıları başlamıştır. Annesi yıllardır baş ağrılarından mustariptir ve Peter’a da doğum günü sonrası sürekli başının ağrıyıp ağrımadığını sorar. İlginçtir ki Peter bu konuyla ilgili anne-babasına hiçbir şey söylemez. Yalnızca en yakın arkadaşı Miles’a anlatır. Ancak bu baş ağrıları pek de normal değildir. Üstelik Peter henüz anlamlandıramadığı bazı deneyimler de yaşamaktadır.

Grönland’e vardıktan sonra da ağrılar devam eder.

Babası ve Jonas araştırmalarını sürdürürken annesi de yeni bir baş ağrısı dalgasına tutulur. Daha önceki seferlerde olduğu gibi her zaman yaptığı şeyleri yapmaktan vazgeçmiş, neredeyse içine kapanmıştır. Bu kez daha da kötü gibidir. Sanki babasının yanı sıra o da bir şeyleri arayıp durmakta; bulamadıkça da kendi dünyasına çekilmektedir. Yaptığı tek şey kırmızı defterine yazıp çizmektir.

Peter, yalnızca annesi, babası ve Jonas’ın olduğu bu ıpıssız yerde kendine bir arkadaş edinir. Siyah-beyaz bir Sibirya kurdu olan Sasha, Peter’a hem arkadaşlık hem rehberlik edecektir.

Grönland’de, yeryüzünde, Peter bir yandan keşifler yapar bir yandan da anne ve babasının gizli gizli neler konuştuklarını, ona söylemedikleri bir şeyin peşinde olup olmadıklarını anlamaya çalışırken yerin altında Gracehope adında bir yerde on dört yaşındaki Thea yaşamaktadır. Thea’nın ataları İngiltere’den hayatlarını kurtarmak için kaçıp buraya gelmişler ve kendilerine herkesten gizli bu dünyayı kurmuşlardır. Thea’nın tüm hayatı yer altındaki bu yerde geçmiş, güneşi, gökyüzünü hiç görmemiştir ve bir gün hem kendi hem de halkı için yeryüzüne çıkmayı hayal etmektedir. Kendi annesi de bu hayalin peşindeyken yaşamını yitirmiştir.

Thea düşüncesini Konsey’le paylaşır. Ancak anneannesi ve Konsey Başkanı olan Rowen, torununun önerisini reddeder. Thea yine de vazgeçmeyecek, kuzeni Mattias ve can dostları köpeklerle birlikte yeryüzüne çıkmayı başaracaktır. 

Thea, amacına nasıl ulaşıyor ve ne gibi tehlikeler atlatıyor? Peter ve Thea’nın yolları nasıl kesişiyor? İkisinin bir araya gelmesi tesadüf mü yoksa onları bağlayan bir şey mi var? Peter’in baş ağrıları ve ağrıyla birlikte gelen görüntülerin anlamı nedir? Cesaretleri ve kararlılıklarıyla Thea ve Peter, birlikte, hem kendileri hem de aileleriyle ilgili, uzun süredir saklı kalmış sırları ortaya çıkarıyorlar.

Amerikalı yazar Rebecca Stead’in yazdığı, Serim As Özdemir’in Türkçeleştirdiği “İlk Işık”, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından kısa bir süre önce yayımlandı. Bilim ve fantastiğin buluştuğu “İlk Işık” bir solukta okuyacağınız harika bir serüven romanı.

Kitabı 13 yaş ve üstü genç okurlarımız için önerebiliriz.

Tülin Sadıkoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder