Memo da astronot olmayı isteyebileceğini düşünür. Tam o
sırada Meliha Teyze’yle karşılaşır. Aynı soruyu, büyüyünce ne olması
gerektiğini, ona da sorar. Meliha Teyze, Memo’nun ne olacağını bilmediğini
söyler, ama kendisi bir örümcek olmayı istemiştir hep. Örümcekler tüm
engebeleri kolaylıkla aşarlar, düz duvara tırmanabilirler, suyun üstünde
durabilir ve ağları sayesinde havada uçabilirler. Memo çok şaşırır. Kendini bir
örümcek olarak düşünürken bir kedi dostu olan Ayşe Abla’yı görür. Sorusunu ona
da yöneltir elbette. Ayşe Abla, kedi olsaydı daha mutlu olacağını söyler.
Kediler sevgi doludur, hiç canları sıkılmadan saatlerce keyif yaparak
oturabilirler, filozofturlar… Memo, daha sonra Şair Halit Bey ve Balıkadam
Mahmut Bey’le karşılaşır. Onlara da aynı soruyu sorar.
Memo, aldığı tüm yanıtları düşünür bir yandan da neşe içinde
yürürken Tombiş’le karşılaşır. Tombiş’e büyüyünce ne olmak istediğini sorar:
“Ben mi?” diye sordu
Tombiş.
“Evet sen,” dedi MEmo,
küçümser bir tavırla. Hiç düşünmedin mi yoksa?”“Düşünmez olur muyum?” dedi Tombiş. “Kesin kararımı çoktan verdim bile.”
Memo şaşırmıştı. Tombiş nasıl bu kadar emin olabiliyordu?
Tombiş’in yanıtını duyunca daha da çok şaşıracaksınız!
Sevgili ve değerli Behiç Ak’ın yazıp resimlediği “Tombiş
Kitaplar” dizisinin üçüncü kitabı Bizim
Tombiş Fiyonk Makarnayı Çok Seviyor kısa bir süre önce Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlandı. 3-8 yaş grubu için
önerilen kitabı, okul öncesi çocuklar anne-babalarıyla birlikte, okumaya yeni başlamış
olanlarsa kendi başlarına rahatlıkla ve eğlenerek okuyabilirler.
Kişisel olarak Behiç Ak’ın bütün kitaplarını büyük bir keyifle
okuyorum. Bu dizideki Memo’yu seviyorum; ancak özellikle Tombiş karakterine ve
onun Memo’ya verdiği yanıtlara bayılıyorum. Her kitapta farklı düşünmemizi
sağlayarak hayal gücümüzü genişletir, felsefi düşünmenin kapısını aralarken,
özellikle bu kitapta kişinin hayallerinin peşinden gitmesinin önemini vurgular
ve tam da hayal dünyamızı önümüze katıp bizi bulutlara doğru yükseltirken
Tombiş öyle bir şey söylüyor ki okur tıpkı Memo gibi bir an kalakalıyor. Kim
bilir, belki de Memo içimizdeki Dionysos, Tombiş de Apollon’u temsil ediyordur
ve biz ikisini dengeleyerek hayallerimizi gerçekleştirmenin bir yolunu böylelikle
buluyoruzdur.Ya da Memo’nun dediği gibi “Bizim Tombiş, bu işlerden hiç ama hiç
anlamıyor!”
Doğrusu, sonraki kitaplarda Tombiş’in neler söyleyeceğini,
Memo’nun sorularına ne yanıtlar vereceğini merakla bekliyorum.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder