Şüphelenir Pufi; yoksa okul denen yerde başka kediler mi vardır? Onun başka kedilerle oynadığını düşünen Pufi, Mete’ye küser ve bir daha onunla konuşmamaya karar verir. Gidip sepetine girer ve bütün gün battaniyesinin altında kalır.
Ta ki Mete okuldan dönüp annesine resim dersi için bir yumağa ihtiyacını olduğunu ve annesin de ona Pufi’nin oyun yumağını götürebileceğini söyleyene kadar. Pufi sepetinden fırlayarak hızla oyuncaklarının arasından yün yumağını bulur. Yumağı saklayacak, Mete’ye vermeyecektir. Önce küçük dolabın altına saklar, ama yumak yuvarlanarak buradan çıkar. Başka bir yer bulması gerekir. Mete’nin içi mağara kadar karanlık ve derin görünen, üstüne bir de pis kokan botuna sokar yumağı ve koşarak pis kokudan uzaklaşmak ister.
Ancak o da ne! İpin ucu patisine dolanmıştır ve Pufi koştukça yumak da peşinden gelmektedir. Pufi ne kadar kurtulmaya çalışırsa o kadar yumağa dolanır ve üstünde kapağı açık bir meyve suyu olan sehpaya çarpar. Olan olmuştur. Pufi ve yumak meyve suyuyla yıkanmıştır. Pufi, doğruca kedi kuaförüne yollanır. Babası, Mete için tüylü, beyaz bir yumak alır. Yorgunluktan bitkin düşen Pufi yeni tüylü, beyaz yumağına sarılarak uyur.
Ertesi sabah aceleyle okula giden Mete son anda resim dersi
için yumağı yanına alması gerektiğini hatırlar. Hızla Pufi’nin sepetine koşar,
sepetteki yumağı alır, çantasına atar. Okulda, resim dersinde yumağı
çantasından çıkardığında bir de ne görsün…
Çocuklar için pek çok kitap yazmış olan Aytül Akal’ın yazdığı, Gökçe
Yavaş Önal’ın resimlediği Pufi Yumak
Peşinde adlı resimli öykü kitabı kısa bir süre önce İş Kültür Yayınları tarafından yayımlandı.
Bu arada, neredeyse her sayfada olan biten her şeyi merakla izleyen biri var. Bakalım siz de fark edecek misiniz?
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder