9 Haziran 2014 Pazartesi

Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen

Jill Tomlinson'un kitabı Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen'in kahramanı Pim, kedi köpek yavrusu gibi etrafımızda sıkça gördüğümüz, alışkın olduğumuz bir hayvan değil. O bir karıncayiyen. Adı karıncayiyen ama o karıncanın nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyor. Annesini emmekle meşgul olduğu için karıncayı yiyebileceğini hayal dahi edemiyor. Annesinin rehberliğinde neyse o olmaya alışmaya çalışıyor. Annesi bir karıncayiyenin güçlü olması gerektiğini söylediğinde, “Güçlü olduğumu nereden bilebilirim ki?” diyerek her şeyi sorguluyor.

Pim’in sorularının ardı arkası kesilmeyen bir çocuk. Kendini keşfetmek istediği için neden, bu ne ile başlayıp hiç bitmeyen sorular sorma konusunda bir hayli yetenekli. Soru sorarken  yanıtlardan daha fazlasını beklediği ise çok belli.

Pim’in varoluş sorunları elbette kendi ile sınırlı kalmıyor. Islak burnunu evinden dışarı çıkardığında ise dost ve düşmanı olabilecek değişik hayvanlarla tanışıyor. Maymunlar, yılanlar, aslanlar, çitalar, zürafalar… Kendinden farklı arkadaşının ailesi yapısı da farklı olunca sorular yeni soruları doğuruyor. Pim, her yeni günde yeni şeyler öğreniyor ve bilgilerini biriktiriyor. Onların yapıp kendi yapamadığı şeyler olduğunu fark ettiğinde de biraz burukluk yaşıyor.

Önyargılardan uzak Pim, farklı olanı tehlikeli görmediği gibi kendine benzemeyeni de görmezden gelmiyor ya da yok etmeye çalışmıyor. Anlamak ve kavramak istiyor. Minik karıncayiyenimiz aslında gizliden gizliye felsefe yapıyor.

Jill Tomlinson, on bölümlük kitabında kendini ve farklılıkları küçük yaşlarda kabul etmenin gerekliliğini akıcı bir dille anlatıyor. Minik karıncayiyen kendini arayış yolculuğunda hayatı boyunca işine yarayacak şeylerle karşılaşıyor. 

Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen’deki illüstrasyonlar Paul Howard’a ait. Howard’ın resimleri, hikâyenin ve Afrika’nın tüm sıcaklığını yansıtıyor. 

İlk kez 1973 yılında basılan Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen, Hayykitap etiketi ve Gökçe Ateş Aytuğ çevirisi ile yayımlandı.

Ebru Akkaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder