
Sonbahar gelip yapraklar
dökülmeye, kuşlar toplanıp sıcak ülkelere gitmeye başlayınca okulların açılma
zamanının geldiğini anlarız.
Etrafı bir telaş
sarar. Önlükler dikilir ya da alınır, okul çantaları hazırlanır. Beslenme
çantaları ortaya çıkar.
Okula yeni başlayacak
çocuklar heyecana kapılırlar. Kimi arkadaşlarına kavuşacağı için sevinir. Kimi
tatil bitiyor diye üzülür.
Yonca okula başlayacağı için sevinçlidir. Öyle ki sabah
erkenden kalkıp hazırlanmıştır. Alihan ise Yonca’nın aksine öfkelidir; çünkü
okula köpeği ile gidip geleceğini düşünmüştür. Perihan’ın derdi ise
bambaşkadır; okuldan kimlik kartını istemişlerdir ama her yeri aramalarına karşın
kimlik kartı henüz bulunamamıştır. Mehmetcan endişelidir, annesinin akşam onu
almayı unutacağından korkmaktadır. Diğerleri de farklı duyguları yaşamaktadır; ancak çocuklar hangi duygularla okula başlamış
olursa olsun hepsinin yüzü günün sonunda gülecektir. Ne de olsa artık
okullu olmuşlardır.
Doğrusu ben dersler başlayacağı
için sevinen öğrencilerdendim. Bıraksalar okula bir yıl erken gidecekmişim. O
nedenle yeni ders yılının başlaması benim için her zaman sevinçli bir olay
olmuştur. Üstelik ilkokuldaki beslenme çantamı da hâlâ hatırlarım. Siz
kendinizinkini hatırlıyor musunuz? Peki ya çocuğunuzun ilk okul günü nasıldı?
Yazar ve akademisyen Gülçin Alpöge'nin yazdığı, AÇEV’in yayımladığı Okula Başlarken adlı resimli öykü kitabı, okula
yeni başlayan çocukların hissettiklerini, yaşadıklarını anlatıyor. Bu
kitabı okuyanlar görecekler ki hissettiklerinde, yaşadıklarında yalnız
değiller.
Kitaptaki neşeli resimler ise Ayşe
İnan Alican’a ait.
Tülin Sadıkoğlu
Not: Teknik yardım için Miray Dilsiz'e teşekkürlerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder