John M. Barrie’nin unutulmaz kahramanı Peter Pan, yayımlanmaya
başladığından beri çocukların hayatına birçok kahraman girdi, çıktı. Peter Pan,
esin kaynağı olduğu birçok film, peri hikâyeleri ile yerinin bambaşka olduğunu
hep hissettirdi.
Barrie, “Peter Pan ya da Büyümeyen Çocuk” adı ile 1904’te
sahnelenmeye başlayan oyununu 1911 yılında “Peter Pan ve Wendy” adı ile
romanlaştırmıştı. John M. Barrie, kitabın tüm yayın haklarını 1929 yılında
bir çocuk hastanesi olan Great Ormond Street Hospital’a (G.O.S.H.)
devretmesiyle çocuklara sadece hayal dünyalarında değil gerçek hayatta da
destek olmaya devam etti.
G.O.S.H, 2004 yılında dünya çapında bir yarışma düzenleyip
Peter Pan’ı yaşatmaya karar verdi. G.O.S.H., yeni öykü için bir yarışma
düzenlediğini ve dünyanın her yerinden isteyen her yazarın bu yarışmaya
katılabileceğini duyurdu. Yarışmaya aralarında Geraldine McGaughrean’ın da
olduğu iki yüzün üzerinde başvuru yapıldı.
McGaughrean’a yarışma haberini sabah gazetesini okuyan eşi
vermiş. Yazar, eşinin “Bu yarışmaya katılmalısın,” önerisini ilk etapta kulak
arkası etse de yarışmanın cazibesine fazla karşı koyamamış. Pek ümidi olmasa
da, sadece şansını denemek için, “Peter Pan in Scarlet” adındaki serüvenin
özeti ile örnek bir bölümü yazıp yarışmaya başvurmuş. Asıl şoku kazandığı
haberini duyunca yaşamış. Kazanmayı pek düşünmediği için kitabın tamamını
yazmak fikri onu biraz ürkütmüş. Ardından elindeki projelerini bir yana bırakıp
Peter Pan Define Avında (Peter Pan in Scarlet) kitabına yoğunlaşmış. Daha önce
hiç dizi kitap yazmamış olmasına bir de daha önce yazılmış bir kitabın öğeleri
eklenince kısa da olsa sancılı bir dönem geçirmiş. McGaughrean annesinin ona
okuduğu Peter Pan ve Wendy’nin maceraları ile büyümüş ama Barrie’nin
kahramanlarından bir olmaya pek öykünmemiş. Zaten öykünmüş olsa bu kitabı
yazamayacağını kendisi de söylüyor. Düşler Ülkesi’nin “Lütfen bu adayı
bulduğunuz gibi bırakın.” yasasına uymakla birlikte, yeni macerayı
tamamlayabilmek için Barrie’nin ceplerini karıştırdığını söylemekte bir sakınca
görmüyor.
Peter Pan Define Avında’nın macerasına başlayabilmek için
önce Peter Pan’ı biraz hatırlayalım: Geçen yüzyıl başlarında Londra’da
Kensington Bahçeleri adlı parka yakın bir yerlerde yaşayan Wendy Darling adlı
kız çocuğu, rüyalarında, hep çocuk kalabilmeyi başaran ve Çıngırdak adlı
küçücük bir periyle dolaşan Peter Pan’i görmeye başlar. Sonunda Wendy ve iki
kardeşi, Peter ve periye eşlik edip Düşler Ülkesi’ne uçar ve orada Kayıp
Çocuklar diye adlandırılan altı çocukla tanışırlar. Bu on kişi ve bir de peri,
adada yaşayan Kızılderililer, korsanlar, denizkızları, başka periler ve çeşitli
hayvanlar ile birçok serüven yaşar. Adada büyük bir düşmanları vardır: Kaptan
Kanca. Çocuklar, korsan Kanca ve adamlarıyla giriştikleri çatışmalarda tutsak
olurlar, tutsak alırlar, kaçarlar, kovalarlar ama sonunda Peter Pan’ın Kanca’yı
bire bir bir çarpışmada denize atması ve korsanın bir timsah tarafından
yutulmasıyla büyük düşmanlarından kurtulurlar.Wendy ve kardeşleri artık geri dönmek isterler. Adada
tanışıp birer kardeş gibi kaynaştıkları çocuklar da, onlarla birlikte Darlingler’in
Londra’daki evine uçarlar. Aile bu altı Kayıp Çocuğu evlat edinir; çocuklar
büyür ve her biri kendi mutlu yuvalarını kurar.
İşte, Peter Pan’ın yeni macerası, Düşler Ülkesi günlerinden
yaklaşık 20 yıl sonra, Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra başlar. Yani eve
dönenler, kendi çocukları olmuş birer yetişkindir artık. Eğer geri dönüp gizemi
çözmek isterlerse yapmaları gereken ilk şey, olmayan yere girişin tek yolu olan
çocukluklarını yeniden keşfetmektir. Sonrası... Korsanlarla, hayvanlarla,
cadılarla ve savaşan perilerle yapılan mücadeleler...
Daha dürüst olduğu için çocuk kitapları yazmayı tercih eden
Geraldine McCaughrean’ın 130’un üzerinde kitabı var. McCaughrean’ın yazdığı
Peter Pan Define Avında yer alan resimleri ise David Wyatt çizmiş. Ayrıca Peter
Pan’ın yeni macerasına ait satılan tüm ürünlerden elde edilen kâr Great Ormond
Street Hospital yararına kullanılacak.
Türkçeye Candan Baysan tarafından çevrilen kitap İş Bankası
Kültür Yayınları etiketi ile yayımlanıyor.
Ebru Akkaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder