8 Eylül 2014 Pazartesi

Piraye'nin Bir Günü

Dolunaylı bir gecede penceresinden gökyüzünü seyreden Piraye, yakınlarda bir eşeğin anırdığını duyar. O kadar çok anırıyordur ki bir derdi olduğunu düşünür. Ertesi sabah yanına gidip neden anırdığını sorsam, diye düşünürken uykusu gelen Piraye “aklında eşek, gözünde uyku” uykuya dalar.

Ertesi sabah eşek yerinde yoktur.

Piraye köyün meydanında eşekle karşılaşır karşılaşmasına ama onu tanımaz. Eşek ise hayal kırıklığına uğramıştır, çünkü kızın onun derdini anladığını sanmıştır. Eşek bunları düşünedursun, Piraye de rüzgârda dans ederek düşmekte olan bir yaprağı izlemektedir. Yaprak süzülerek bir semerin üzerine konar. Semerin ne kadar güzel olduğunu fark eden Piraye, kendisinin de bu desenlerde bir elbisesi olmasını ister. Ancak bunun bir eşek semeri olduğunu söyleyerek annesinin karşı çıkacağını düşünür. Piraye’ye göre bu semere sahip olan eşek çok şanslıdır. Acaba eşek de böyle mi düşünmektedir?

Eşek dut ağacına bağlanmış bir halde durmaktadır. Semeri sırtında olmadığı sürece de halinden memnundur… Ama bir yandan da kız onun derdini anlamadığı için hayıflanmaktadır.

Eşeği fark eden Piraye, anırmalarını duyunca onun bir önceki gece gördüğü eşek olduğunu anlar. Çobandan adının Kapuska olduğunu öğrenen Piraye, bir yandan eşeğin derdinin ne olabileceğini düşünürken bir yandan da onu sevip okşar. Eşek sevilmekten memnun olsa da gözlerinden birer damla yaş akar. Bu arada Piraye semerin harika renklerini ve güzelim desenini incelemektedir ki tam o sırada… Piraye eşeğin derdinin ne olduğunu anlar!   

Arslan Sayman’ın yazdığı, Deniz Üçbaşaran’ın resimlediği Piraye’nin Bir Günü başlıklı resimli öykü kitabı Yapı Kredi Yayınları’ından çıktı.

Metni zenginleştiren, her sayfada dikkatli ve meraklı okurları bir süre tutabilecek ayrıntılarla öyküye farklı boyutlar kazandıran, hem sade hem çok renkli desenleriyle görsel açıdan da çocukları geliştiren resimleriyle Deniz Üçbaşaran’ın katkısı dikkat çekici doğrusu.

Tülin Sadıkoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder