Ertesi sabah eşek
yerinde yoktur.
Piraye köyün meydanında eşekle karşılaşır karşılaşmasına ama
onu tanımaz. Eşek ise hayal kırıklığına uğramıştır, çünkü kızın onun derdini
anladığını sanmıştır. Eşek bunları düşünedursun, Piraye de rüzgârda dans ederek
düşmekte olan bir yaprağı izlemektedir. Yaprak süzülerek bir semerin üzerine
konar. Semerin ne kadar güzel olduğunu fark eden Piraye, kendisinin de bu
desenlerde bir elbisesi olmasını ister. Ancak bunun bir eşek semeri olduğunu
söyleyerek annesinin karşı çıkacağını düşünür. Piraye’ye göre bu semere sahip
olan eşek çok şanslıdır. Acaba eşek de böyle mi düşünmektedir?
Eşek dut ağacına bağlanmış bir halde durmaktadır. Semeri
sırtında olmadığı sürece de halinden memnundur… Ama bir yandan da kız onun
derdini anlamadığı için hayıflanmaktadır.
Eşeği fark eden Piraye, anırmalarını duyunca onun bir önceki
gece gördüğü eşek olduğunu anlar. Çobandan adının Kapuska olduğunu öğrenen
Piraye, bir yandan eşeğin derdinin ne olabileceğini düşünürken bir yandan da
onu sevip okşar. Eşek sevilmekten memnun olsa da gözlerinden birer damla yaş
akar. Bu arada Piraye semerin harika renklerini ve güzelim desenini
incelemektedir ki tam o sırada… Piraye eşeğin derdinin ne olduğunu anlar!
Arslan Sayman’ın
yazdığı, Deniz Üçbaşaran’ın
resimlediği Piraye’nin Bir Günü başlıklı
resimli öykü kitabı Yapı Kredi Yayınları’ından
çıktı.
Metni zenginleştiren, her sayfada dikkatli ve meraklı okurları
bir süre tutabilecek ayrıntılarla öyküye farklı boyutlar kazandıran, hem sade
hem çok renkli desenleriyle görsel açıdan da çocukları geliştiren resimleriyle Deniz
Üçbaşaran’ın katkısı dikkat çekici doğrusu.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder