Bir gün meyve bahçesinde merdiveni unuttuğu için
armutları toplamak üzere sesini kullanmaya karar verir Gelsomino. Bağırarak,
“Düş!” dediği anda ağaçtaki bütün armutlar yere dökülür. Yan bahçedeki köylü
gördüklerine inanamaz; koşarak karısının yanına gider ve ona Gelsonimo’nun bir
büyücü olduğunu söyler. Çiftçi ve karısı komşuları da haberdar eder. Toplanan kalabalık arasında bir
tartışma başlar. Bu tartışmalardan dolayı huzuru iyice kaçan Gelsomino, sesini şarkıcı
olarak kullanabileceği bir yere gitmek hayaliyle birkaç parça eşyasını sırt
çantasına yükler ve yola çıkar. Onu uzaktan izleyen kalabalığa da son bir şaka
yapmaktan kendini alamaz.
Birkaç gün sonra sınırı geçen Gelsomino dünyanın en
tuhaf ülkesine varmıştır...
Gelsomino, ülkeye girer girmez gümüş bir para bulur.
Paranın birilerine ait olup olmadığını soruşturur, ama insanlar onu tersler. O
da bu parayla kendine yiyecek bir şeyler almak ister. Tabelasından dolayı yiyecek
satıldığını düşündüğü bir dükkâna girer ve ekmek ister. Satıcı kendisine
herkesin bildiği ekmek yerine “mürekkep” verir. Önce şaşıran Gelsomino ekmeğe
mürekkep, mürekkebe de ekmek dendiğini bir süre sonra anlar ve bunun üzerine bir kırtasiyeciye gider. Burada
kendisine yiyecek bir şeyler aldıktan sonra bulduğu gümüşle ödeme yapmak ister.
Satıcı ona ödemeyi sahte parayla yapabileceğini ve geçerli parayla bulunursa
ceza alabileceğini söyler. Gelsomino bağırmamak için kendini zor
tutarak dükkândan çıkar, koşmaya başlar. Daracık, ıssız bir sokağa geldiğinde
de hafifçe “Ah!” der. Bu hafif ses bile sokak lambasının kırılmasına, pencere
önündeki bir saksının düşmesine neden olur. Bir şey daha olur ki bu Gelsomino’yu
bile çok şaşırtır. Onun sesi sayesinde duvara kırmızı tebeşirle çizilmiş
olan kedi, duvardan dışarıya atlayabilmiştir. Dördüncü ayağı çizilemediği için
yoktur ve o yüzden de adının Topalcık olmasına karar vermiştir.
Her şeyin tersinin doğru kabul edildiği ve yalanın
hâkim olduğu bu acayip ülkedeki tuhaflıklar bununla da bitmeyecektir. Topalcık,
Gelsomino’ya ülkenin bu durumunun hikâyesini anlattıktan sonra ilginç kişilerle
karşılaşacak ve başlarından pek çok serüven geçecektir. Kedilerin bile
kendilerini köpek zannettikleri ve miyavlamak yerine havladıkları bu ülkede
insanlar doğruyu bulabilecekler mi dersiniz?
İtalyan yazar Gianni
Rodari’nin yazdığı, Eren Cendey’in
çevirdiği, Sedat Girgin’in
resimlediği Yalancılar Ülkesi, Can Çocuk Yayınları’ndan çıktı. Kitap,
9 yaş ve üstü okurlar için öneriliyor.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder