Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm olan girişte,
Pisiciğin, aileye nasıl katıldığını, küçük kızla olan ilişkisini, yol açtığı komik
olayları, yıllar geçtikçe yaşlanan ve şişmanlayan Pisiciği, küçük kızın annesi
bir bakımevine göndermeyi teklif ettiğinde küçük kızın buna şiddetle karşı çıktığını
öğreniyoruz. Ancak öyle bir an gelir ki, annesi, küçük kıza sormadan Pisiciği
yolladığını söyler küçük kıza. O zamandan sonra da başka bir kedisi olmaz...
Kitabın ikinci bölümü, Pisiciğin küçük kıza yazdığı
mektuplardan oluşuyor. Mektuplar küçük kızın babasıyla yaptığı bir seyahat
sırasında yazılmıştır. Kedilerin okuma-yazma bilmediğinden emindir; o yüzden
başta biraz şüphe etse de dünyada eşi benzeri olmadığına inandığı kedisinin
mektupları yazdığından şüphesi olmaz küçük kızın:
Bu
mektupları benim Pisiciğim kendisi mi yazdı aslında pek emin değilim. Mektuplar
benim elime annemin veya başka arkadaşlarımın yazdığı mektupların içinde ulaştı
ve ben evdeyken Pisiciğimi hiç yazarken görmedim. Ama mektuplardaki el yazısı
çok kötüydü ve hepsi de Pisiciğimin adıyla imzalanmıştı. Üstelik ne zaman
anneme bu mektuplar hakkında bir şeyler sorsam, sanki ortada çok gizemli bir
durum varmış gibi bir tavır takınırdı. Bu yüzden büyüyüp kocaman bir kız olana
kadar Pisiciğimin bu mektupları hava karardıktan sonra oturup kendi başına
yazdığından hiç şüphe etmedim.
İkinci bölümdeki mektuplarda Pisicik başına gelen
komik olayları ve bazı talihsizlikleri anlatıyor. Küçük kızın annesinin de
evden gitmesiyle evde kalan Mary ve başka bir kadının nasıl evi soymaya
çalıştıklarını ve aslında bu konuda ne kadar yanıldığını, bütün bunları
araştırırken nasıl evden uzakta kaldığını, yan komşunun şahane kedisi Sezar’la
arkadaşlığı, pencere yok sanıp dışarı zıplamak istediğinde kafasını nasıl cama
çarptığını, arap sabunu fıçısına düştükten sonra başına gelenleri ve daha pek
çok şeyi anlatıyor Pisicik. Tabii küçük kızı ne kadar özlediğini ve onu ne
kadar sevdiğini de...
Helen
Hunt Jackson’ın yazdığı Emel Aslan’ın çevirdiği Bir Kediden Mektuplar, ODTÜ Yayıncılık tarafından
yayımlanıyor. Hem hüzün, hem neşenin bir arada yer aldığı bu kitabın 7 yaş üstü
okurlar için uygun olduğunu söyleyebiliriz.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder