Yol boyunca martıların şarkılarını dinlerler, balıklarla selamlaşırlar, gökyüzünde bulutların oluşturduğu güzel şekilleri seyrederler.
Bir kaya görürler. Arkasında bir fil vardır. Dişlerini çalmak isteyenlerden saklandığını söyler onlara, Fil. Panda, ona kendileriyle gelmesini teklif eder. Böylece Kutup Ayısı, Panda, Orangutan ve Fil birlikte neşe içinde, şarkılar söyleyerek yol almaya devam ederler. Ancak hava birdenbire kararır, deniz kabarır. Bir fırtına çıkar. Fırtına diner dinmesine ama kocaman dalgalar onları çok uzaklara sürüklemiştir. Hepsi kendi evini özler. Sonra... Sonrasını merak ediyorsanız kitabı okuyun!
Kitabı okuyun dedim, ama sizi bir konuda uyarmalıyım. Kahramanlarımızdan hiçbirine bir şey olmuyor, ama yuvalarına dönmeleri de biraz zor görünüyor. Neden mi? Kutup Ayısı'nın ve Panda'nın yuvasına dönebilmesi için kutuplardaki buzulların erimemesi, Orangutan'ın evine dönebilmesi için tırmanabileceği, yiyecek bulabileceği ağaçların bulunduğu ormanların oluşması, Fil'in dönebilmesi için de artık kimsenin onu avlayamaması gerekmektedir. İşte, bunlar olursa hepsi evlerine dönebilecekler.
Bu dört kahramanı evlerinden eden nedir, kimlerdir? Peki, onların evlerine dönebilmelerini sağlamak için neler yapabiliriz? Buna benzer pek çok soru aklımıza geliyor bu kitabı okuyunca. Sonunda hiçbiri evine dönemese de en azından onların eve dönmesini sağlamak için neler yapabileceğimizi düşündürtüyor kitap...
Frann Preston-Gannon’ın yazıp resimlediği, Eda Serdaroğlu Daş’ın Türkçeleştirdiği Eve Yolculuk, Pötikare Yayıncılık tarafından yayımlanıyor.
Tülin Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder