Hem yazmak hem de çizmek
yeteneği birleşmesinin sonucu ortaya çıkan resimli öykü kitaplarının okura
verdiği haz bir başka oluyor. Yazarın hayalinde canlandırdıklarını ete kemiğe
büründürmesi için kalemi/fırçayı/boyayı eline alması yeterli. Benim Minik
Kırmızı Balığım bu iki yeteneği bünyesinde toplayan Ferit Avcı’nın yazıp
resimlediği bir kitap.
Benim Minik Kırmızı
Balığım’ın hikâyesini evin kedisinin ağzından dinliyoruz. Ev halkının bir üyesi
olan bu kedicik eve gelen akvaryum balığını yeme derdinde değil. Hatta bir
akşam babacığın elinde balıkla gelmesini heyecanla karşılıyor.
Babacık bir gün elinde, torba içinde küçük, kırmızı bir balıkla geldi. Onu herkes çok sevdi, abicik de...
Sonra hep beraber balığı bir kavanoza koyuyorlar. Fakat ertesi sabah bir sürprizle karşılaşıyorlar. Minik
kırmızı balık kavanoza sığmıyor. Bir çözüm olarak daha büyük bir kavanoza
geçiriyorlar balığı. O da ne! Ertesi sabah yine aynı şey oluyor.
Kavanozlar
yetmeyince çareyi balığı küvete koymakla buluyorlar. Sonuç yine de değişmiyor. Sonunda
kesin bir çözüm ile Minik adlı balıklarını rahat edeceği bir ortama
götürüyorlar.
Her ne kadar el üstünde
tutulup, iyi bakılacak olsak da doğal ortamdan uzaklaşmanın, ait olmadığın bir
yerde varlığını sürdürmenin zorluğuna değiniyor kitap. Kendi doğasının gereği
neyse onun önüne geçilemeyeceğini hatırlatıyor.
Benim Minik Kırmızı
Balığım, 2007 Tudem Edebiyat Ödülleri Resimli Kitap Yarışması Mansiyon Ödülü’ne
değer görülmüş bir kitap. Çizgilerin, renklerin sıcaklığı sayfalardan okura
geçiyor. Ferit Avcı'nın resimli öykü kitabı Tudem Yayınları'nca yayımlandı.
Ebru Akkaş