Tuhaf, gizemli bir
yankesici grubu daha kimse ne olduğunu anlamadan insanları soymaktadır.
Hırsızlığın gerçekleştiği yerlerde, önce, uzun süre devam eden, sağır edici ve
güçlü notalarıyla herkesi serseme çeviren bir pop müziği yayılır. Sonra
saatler, cüzdanlar, çantalar kimse fark etmeden yok olur. İnsanlar kendilerine
geldiklerinde pop müzikle birlikte içeri giren gençlerin de ortadan kaybolduğunu görürler.
Tüm bu olağandışılıklar gençlerin Müzik
Grubu olarak adlandırılmalarına neden olur.
Narkolepsili, yani
istemdışı uyuyakalma hastalığı olan ve ne zaman şiddetli bir heyecana kapılsa
uyuyakalan dedektif Pippo Merlo ise Müzik
Grubu olarak tanınan olayı araştırmak ister. Eğer suçluları ortaya
çıkarmayı başarabilirse bu, dedektiflik bürosu için iyi bir reklam olacaktır.
Ancak ünlü, nikel-kurşun-demir, çelik kralı Aureliano Senzaterranéfissadimora,
dedektif Pippo Merlo’dan on üç yıl önce kaybolan kızını bulmasını ister. Kızı
Ester, sirkte bıçak fırlatıcısı olarak çalışan Jack adında biriyle birlikte olmak
üzere kaçmıştır. Pippo Merlo, olayı araştırdıkça Jack’in artık ünlü bir şarkıcı
olduğunu, bu arada yıllar önce bebek bekleyen Ester’i terk ettiğini öğrenecektir.
Ortada bir de on iki yaşında bir torun vardır. Durum, dedektifin düşündüğünden
de karmaşık bir hal alacaktır.
Müzik Grubu’nun gizemine gelince... Grubun lideri
olan on iki yaşındaki yeşil gözlü Luna, dans ettiğinde gizemli bir müzik havada yayılmaktadır.
Müzik sanki Luna’nın hareket eden ayaklarından gelmektedir. Bu gizemli
özelliğinin yanı sıra Luna’nın elleri de sihirli gibidir. Çocuklardan oluşan Müzik Grubu’nun bu hırsızlıkları bir
çete için yaptığı anlaşılır. Jo Pantegana’nın başı çektiği çetenin elinde
arkadaşlarının üç yaşındaki kardeşi bulunmaktadır. Böylece çocuklara istediğini yaptırmaktadır.
Batıl inançlı biri
olan dedektif Ugo Trippa, görür görmez âşık olacağı el falcısı Madalona’dan da
yardım alır. Ancak Madalona’nın hikâyedeki rolü bu kadar değildir... Karşımıza çıkan her bir karakterin yolu sonunda kesişecektir.
Gizem edebiyatı başlığı altında toplayabileceğimiz polisiye, dedektiflik romanlarının, günümüz çocuk edebiyatında çok da öne çıkan türler olmadığını söylersek yanılmış
olmayız. Son zamanlarda çocuk ve daha çok gençlik edebiyatında distopyalara ya
da vampir öykülerine rastlanmakta. Ancak çocuğun merak ve oyun duygusuna hitap
eden, analitik zekâsını geliştiren polisiye, dedektiflik romanları; okuruna, tıpkı bir
bulmacayı çözer gibi ipuçlarının peşine düşerek ne olduğunu “yazardan önce”
çözmeye çalışma imkânı vermesi ve sürekli bir sürpriz unsuru barındırması
nedeniyle oldukça avantajlı bir tür. Elbette, böylesine karmaşık ve bilinmez
bir denklem oluşturabilmek için öykünün iyi kurgulanmış olması gerekiyor. İşte,
bu iyi kurgulanmış heyecanlı ve aynı zamanda eğlenceli dedektiflik romanlarından birisi de İyi Uykular, Dedektif...
Silvia Roncaglia’nın yazdığı Marianna Fulvi’nin resimlediği ve Demet Elkâtip’in Türkçeleştirdiği
İyi Uykular Dedektif, Günışığı Kitaplığı tarafından
yayımlandı. Kitap, 10 yaş ve üstü okurlar için öneriliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder