Küçük
kız, arkadaşı Emre’yle sinemaya gidecektir; ama parası yoktur. Babası da para
vermeye yanaşmaz. Küçük kız, üzgün bir halde evinin yakınındaki kaldırımda kendisini bekleyen Emre'nin yanına gider. Sinemaya gidemedikleri için dertleşirlerken akıllarına Adana’dan
gelen ve “Artist Kenan” dedikleri Kenan Amca gelir. Adana’da sineması olan,
ancak sinemasını kapatıp hikâyemizin kahramanlarının mahallesine taşınan Kenan
Amca’nın hangi nedenlerle her şeyi bırakıp geldiğini kimse bilmez. Ama bir film makinesi ve makaralarca da filmi
vardır! Böylece çocuklar Kenan Amca’yı ziyaret etmeye karar verirler.
İki çocuğu da içtenlikle karşılayan Kenan Amca, sanki onların istediği şeyi biliyormuşcasına
makineye bir çizgi film koyar. O kadar eğlenirler ki gülmekten ikisinin de
kasıklarına ağrılar girer. Çizgi film bittikten sonra onlara kendinden
bahseder, Kenan Amca. Adana’da sinemasının yanı sıra iki çocuğu vardır...
Küçük
kız, bir ara Kenan Amca’nın boynuna sıkı sıkı sardığı atkının nedenini merak
eder. Hastadır, Kenan Amca; ama onlarla birlikte çalışırsa belki de eski gücünü
kazanacağını söyler. Ne mi yapacaklar? Hep birlikte mahallede bir sinema kuracaklardır. Çocuklar
buna çok sevinirler ve hemen bir yer bularak burayı sinema salonu haline
getirirler. Kenan Amca, bilet satabilmeleri için onlara bir koçan verir. Hatta
afişlerini bile yaparlar. İlk gösterecekleri film 101 Dalmaçyalı olacağı için
afişe 101 “beyaz üzerine kara puanlı köpek yavrusu başı” çizerler. İlk gösterim
günü gelip çatar. Gerçi biletleri yer sayısına göre satmayı düşünmemişlerdir.
Biletli de olsa gelenlerden bazıları ayakta kalmıştır. Ama her şey çok iyi
gider. Gelen herkes çok mutludur. O günden sonra film gösterimlerini her gün
düzenli olarak sürdürürler.
Günün
birinde postacının getirdiği bir mektup her şeyi değiştirecektir... Nasıl mı?
Kitabı okuyunca göreceksiniz...
“Mahalle
Sineması”, Sevim Ak’ın aynı adlı öykü kitabında yer alıyor. Çocuklar şimdilerde
ne kadar sinemaya gidiyorlar, emin değilim; ama film makinesinin ya da film
makarasının ne olduğunu büyük olasılıkla bilmiyorlardır. Sevim Ak’ın
kitaplarındaki en değerli özelliklerden biri de bu: Unuttuğumuz, geçmişte
kalan, kimi zaman da yaşamın hızından es geçtiğimiz duyguları, nesneleri,
yerleri çocuklara göstermesi, yetişkinlere de hatırlatması. Belki de bu yüzden
öyküleri, romanları yediden yetmişe her okurunu bir yerden mutlaka yakalıyor.
Çocukların çok sevdiği, her kitabını heyecanla beklediği değerli yazar Sevim Ak’ın
yazdığı, Behiç Ak’ın resimlediği Mahalle Sineması'nda başka öyküler de var. Hepsi sinema üzerine değil elbette: Ayakkabı Tamircisi, Kuşlar Kralı Nikola, Pembe Hala, Yeni Moda Kuaför,
Elma Kokulu Kadın, Çiçekli Kadın, Bütün Yollar Roma’ya Çıkar, Bisikletli
Postacı, Mavi Eşofmanlı Adam diğer öyküleri.
Can
Çocuk Yayınları tarafından yayımlanan Mahalle
Sineması, 7 yaş ve üstü genç okurlar için öneriliyor.
Tülin
Sadıkoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder