Günlerden karne günüdür. Berk’in
karnesi kıl payı aldığı geçer notlarla doluyken, kız kardeşi Simge onur belgesi
almıştır. Karnesindeki notlar yüzünden evde “çıngar” çıkacağını düşünür, Berk. Ne
evde oturmak, ne akrabalarını görmek, ne de komşularıyla karşılaşmak ister. Ancak alt
komşusu Melike Hanım’a, en üst kattaki komşusu Mısra Abla'ya, “her işe maydanoz”
Sinan Bey’e, muhasebeci Esra Hanım’a, apartmanın en yaşlısı Melike Hanım’a
yakalanmaktan kurtulamaz. Hepsinin Berk’in karnesindeki notlarla ilgili söyleyeceği
bir şey vardır. Her ne kadar duyduğu şeyler onu sarssa da, üzse de Berk, onlarda
gördüğü olumsuzlukların hiçbirini dillendirmez.
Karnesini ellerinden kurtarıp
soluğu evde alır. Ancak karneyle ilgili duyacakları henüz bitmemiştir... Daha halasının evindeki kutlama
partisine gideceklerdir. İşte, tatilde çıraklık yapma fikri de bu partide
ortaya atılır. Hangi işte çalışabileceğine dair duyduğu her söz Berk’i
boğacak gibi olur, kendisini bir bahaneyle evden dışarı atar. Eve gittiğindeyse onu
annesi beklemektedir. Önce karnesinden, okuldaki başarısından konuşurlar.
Annesi, Berk’in yalnızca karnesindeki notlardan değil; onun maymun
iştahlılığından, bir şeye başlayıp bitirmeyişinden dem vurur. Keman, tenis,
futbol, yüzme... Berk, her birine hevesle başlamış; ama kendince çok geçerli
nedenlerle kısa sürede de hepsini bırakmıştır. Annesi, Berk'in gerekçeleri karşısında ona laf anlatmaya
çalışmaktan yorulur ve konu, Berk’in yaz tatilinde çıraklık yapmasına gelir. Anlaşılan
bundan kaçış yoktur.
Berk, önce bir kargo şirketinde, daha sonra bir esnaf lokantasında ve son
olarak da robot giysileri üreten bir iş yerinde çalışır. Sonuncu işinde Berk
kendine en uygun, yapmaktan en keyif aldığı işi bulmuştur: Uyumak. Bunu babasına
söylediğinde, babası onu “yemek üstüne yan gelip yatmanın yan etkileriyle”
ilgili uyarır. Berk, sonunda dünyanın en şişmanı seçilme tehlikesiyle karşı
karşıyadır. Bunu bir uyarı değil, bir hedef olarak algılayan Berk dünyanın en
şişmanı seçilip Rekorlar Kitabı’na girmeye karar verir. Artık ne annesi, ne
babası, ne de bir başkası ona karışmaz. Günleri parkta küçük bir tur atmakla,
sonra da sessiz bir köşede uyumakla geçer. Bu böyle devam eder; ta ki reklam panosunda kendi fotoğrafını görene kadar. Reklamda, metro istasyonunda son
yolcusunu bekleyen dolu bir tren ve bankta yatan işsizin biri vardır. Bankta
yatan Berk’in ta kendisidir. Ancak onun ilgisini çeken dudağının kenarındaki
kırmızı lekenin “taptaze bir çiçek güzelliğinde” çıkmış olmasıdır. Berk, bunun, fotoğrafı
çeken kişinin marifeti olduğunu düşünür. Hemen eve gidip dolabına tıkıştırdığı
fotoğraf makinesini bulur ve fotoğraf çekmeye başlar. Çekmeyi istediği
fotoğrafı bulana kadar denemeler yapar, Berk. Böylelikle mahallesine,
mahallesinde yaşayan ama hiç selamlaşmadığı kişilere daha farklı bir gözle
bakmaya başlar. Berk’in fotoğraf çekme konusundaki hevesi annesini ve babasını
da mutlu eder.
Berk, bir gün çektiği fotoğrafları sergiler. Kardeşi Simge de bir şekilde bunun
parçası olmuştur. Fotoğrafların mahallede yaşayanlar üzerindeki etkisi ise
muazzamdır. Berk, peşine düştüğü fotoğrafları çekmiştir; şimdi ise ilgisi
bambaşka bir konuya yönelmiştir. Tekrar fotoğraf çekmeye başlar mı, bilinmez;
ama Berk’in yarattığı etkinin devam edeceği muhakkak.
Çocukların çok sevdiği, her yeni kitabını heyecanla beklediği Sevim Ak, son romanı Dünyanın En Şişmanı’nda, başarıya dair bilindik kalıpların dışında
kalan bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Bunu yaparken günümüz dünyasının,
insanların yaşamları üzerindeki etkilerine de değiniyor. O nedenle kitap pek
çok farklı okumaya açık. Ancak benim için bu kitabın en önemli yanı
samimiyeti ve gerçekliği. Karşımızda stereotipler ya da hayatta başarıyı
yakalamaya dair büyük öğütler yok. Gerçek yaşamın içinden gerçek insanlar, gerçek duygular var. Kitaptaki karakterlerin öne çıkan yanları ise örneğin: Berk,
kendisiyle son derece barışık olması, baskılara boyun eğmemesi ve keyif aldığı
şeylerin peşine düşebilmesi bakımından cesur bir çocuk. Anne-babası ise okuldaki
vasat başarısı karşısında çocuklarının geleceğiyle ilgili kaygı duysa da bir
yandan Berk’le iletişim kurmaya, onu anlamaya çalışmasıyla dikkat çekiyor.
Değerli yazar Sevim Ak’ın yazdığı, Ayşin Eroğlu’nun
resimlediği Dünyanın En Şişmanı,
Doğan Egmont tarafından yayımlandı. Kitap, 9 yaş ve üstü okurlar için
öneriliyor.
Tülin Sadıkoğlu