20 Mayıs 2016 Cuma

Üç Şiir

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
                             bir sincap gibi meselâ,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
                             yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yapı Kredi Yayınları, kısa bir süre önce Nâzım Hikmet’in “Yaşamaya Dair”, “Ceviz Ağacı” ve “Masalların Masalı” başlıklı şiirlerinin bulunduğu bir kitap yayımladı: Üç Şiir

Farklı ve yenilikçi üslubuyla son yıllardaki en dikkat çekici illüstratörlerden biri olan  Sedat Girgin’in resimlediği kitap, yayınevi tarafından 10-15 yaş grubu için öneriliyor. 

Çocuklar ve gençler için daha çok romanların, öykülerin yayımlanması; şiir kitaplarının ise neredeyse yok denecek kadar az olması kitabın önemini artırıyor bana kalırsa. Bu büyük şairin şiirlerinin çocuklarla-gençlerle buluşuyor olması da ayrıca önemli tabii.

Edebiyat türleri arasında şiir, yapısı gereği insana, topluma en kolay ulaşan; duygu ve düşüncelere doğrudan hitap eden, toplumsal durumları ve gerçekliği yansıtan bir tür. Divan edebiyatı şairi Latifi şiiri, “Sözün ruhu,” olarak tanımlıyor. Homeros’a göre ise, “Şiir kanatlı sözdür.” Gerçekten de edebiyatın en süzülmüş halidir şiir; şairler de bu dünyanın en naif, en ince ruhlarına sahip insanlarıdır. Elbette -bana göre- duyarlı bir insan olmak için gerekli olan incelik, naiflik gibi nitelikler yalnızca şairlere değil, şiir okuyanlara da atfedilebilir. Ne de olsa şiirin inceliğini, saflığını anlayabilen kişi yaşamın, insanın ve insanlığın, dünyanın değerini, anlamını daha kolay idrak edecektir. Yıllar önce televizyonda yapılan bir söyleşide Necati Cumalı’nın söylediği şu sözlerde haklılık payı yok mudur: “Şiir okuyan, adam öldürmez”. Bir başka şairin şu tespiti de şiirin önemine ve değerine kanıttır bence: “Yaşanılan bütün çirkinliklere, kötülüklere, haksızlıklara rağmen insanda savunulmaya değer, canlılığı korunmaya değer bir şeyler olduğuna içten içe ve kesinlikle inanıldığı zaman şiir serpilir ve çiçek açar”.

Şiiri çok seven, çok da güzel şiir okuyan değerli, sevgili Erdal Öz ise şiiri sevmek için “şiirin sesini duymak” gerektiğini söylemişti bir defasında. Büyürken kulağı pek çok çirkin sesle neredeyse tıkanan yetişkinlerin aksine, çocuklar ve gençlerinki, şiirin sesini duyabilecek kadar temiz belki de. O yüzden, bu hafta sonu, çocuğunuza Nâzım Hikmet’in “Üç Şiir” başlıklı bu kitabını alın ve birlikte okuyun. Çocukların yardımıyla, yol göstermesiyle belki bizler de şiirin sesini daha kolay duyabiliriz. Hele şiirler bu büyük şairinse eğer; kulaklarımız, beynimiz, ruhumuz bambaşka diyarların, dünyaların sesini bizlere taşıyabilir. 

Şiir dolu, kitap dolu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle.

Tülin Sadıkoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder