24 Temmuz 2017 Pazartesi

Ufuk Çizgisi

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Müjde Ayan, Ufuk Çizgisi için yazdığı önsöze şöyle başlıyor: "Birey ve toplum ilişkilerinde yönlendirici olan sanat olgusu; zihinsel, duyusal, duygusal, sosyal ve fiziki yapılanmaya zemin oluşturmaktadır. Bu nedenle her yaştaki bireyin kendini ifade edebilmesi ve bunu yapıcı üretken paylaşımcı bir eyleme dönüştürülebilmesi için küçük yaştan itibaren verilecek sanat eğitimi büyük önem arz etmektedir." 

Eğitim sistemimizde ne yazık ki müzik, resim, beden eğitimi gibi dersler gerekliği ağırlığı ve önemi pek kazanamadı. Veliler bu derslerden düşük not alınabileceğini hiçbir zaman kabul edemedi, öğrenciler ise neredeyse bu derslere boş dersler gözüyle baktı. En azından benim dönemimde bir kısım böyleyken başka okula giden benden büyük kuzenlerim resim dersinde yağlı boya ile öyle tablolar yaparlardı ki karşılarına geçip hayranlıkla onları izlerdim.

Bakmak ve görmek arasındaki farkı anlamak için gözlerin de eğitilmesi gerekiyor. Bu elbette küçük yaşlarda başlayacak bir göz terbiyesi olur. Çocuklara sanat eğitimini vermek ve el becerilerini geliştirip güzelce vakitlerini geçirmelerini sağlayacak çokça kitap yayımlandı önceki yıllarda. 

Belge Yayınları da 2016 yılında görsel sanatlar öğretmeni Ufuk İbrahimoğlu'nun hazırladığı, ebadıyla da farklılık gösteren Ufuk Çizgisi kitabını yayımlayarak katkı sağladı bu yayınlara. Kitabın alt başlığı ise 1-8. Sınıflar Arası Öğrenciler İçin Yaratıcı Görsel Sanatlar Eğitim Seti'ydi. 

Kitapta çocuklar için hazırlanmış  tam tamına 105 etkinlik yer alıyor. Etkinlikler diğer resimli etkinlik kitaplarındakilerden farkı ile dikkat çekiyor. Sıkça rastlanılan parmak baskı bu kitapta yer almıyor, onun yerine ayak baskı ile bir çalışma yapılması öneriliyor. İlk defa gördüğüm, daha önce aklıma bile getirmediğim ayak baskı ile yapılan resmin beni oldukça eğlendirdiğini söylemeliyim. Diğer ilginç baskı çeşitlerinden biriyse balonla baskı. Neticesi oldukça hoş.

Ufuk Çizgisi'nde çocuklar hem farklı teknikleri hem de farklı malzemeleri tanıma fırsatı bulacak. Kitabın sonunda yer alan Sanat Terimleri ve Malzemeleri Sözlüğü bölümünde etkinliklerde geçen materyaller çocukların anlayacağı bir sadelikle aktarılıyor.

Ufuk Çizgisi resim yapmaya ilgi duyan herkesin ilgisini çekebilecek bir kitap.

Ebru Akkaş

19 Haziran 2017 Pazartesi

Hoş Geldiniz

Ben bir kutup ayısıyım. İşte şurada arkadaşlarının yanında, suya ayaklarını sokmuş olan benim. Buzun üzerinde hayatımız sakin ve huzurlu geçiyordu. Derken, o ses de neydi öyle?

Sakin bir yaşam sürerken kopan buz parçasının üzerinde kalan üç kutup ayısı denizde sürüklenmeye başlar. Sonu gelmeyecekmiş gibi görünen kocaman, mavi okyanusun ortasındadır kutup ayıları. Kendilerine yaşayacak yeni bir yer bulmaları gerektiğinin farkındadırlar. Ancak o da ne? Gökyüzü kararmış, fırtına kopmuştur. Korkarlar ve acilen yeni bir ev bulmaları gerektiğini düşünürken “kara” görünür. Kurtulmuşlardır! Ancak burada yaşayan inekler onları “çok tüylü, çok uzun” bulurlar ve kabul etmezler.

Kutup ayıları yaşayacakları yeni bir yer aramaya devam ederler. Bu arada üzerinde bulundukları buz parçası da erimeye başlamıştır.

Yeni bir yere varırlar. Burada bir panda vardır... Onların kalabalık olduğunu düşünür. Hepsi için yaşayacak yeterli yer yoktur. Kutup ayıları yeniden yola, yani denize, koyulurlar. Bir sonraki adaya vardıklarında buz parçası neredeyse tamamen erimiştir. Çok zamanları yoktur... Yardım, diye bağırırlar; ancak adadaki zürafalar onları duymazlar bile. Bir göz atmayı düşünseler de çay içmeyi tercih ederler.

Kutup ayıları artık umutlarını kaybetmek üzeredir ki okyanus onları tam da zamanında boş bir adaya götürür. Sonunda yeni bir yuva bulmuşlardır... Bu adada kendilerine bir yaşam kurarlar. Keyifleri yerindedir; ancak bir gün bir kayıkta üç maymun gelir ve yaşamak için yeni bir yuva aradıklarını söyleyerek kutup ayılarından yardım ister. Kutup ayıları ne yanıt verir? Okuyunca göreceksiniz...

Çevre temalı kitaplarıyla tanınan Barroux, bu kitabında yine küresel ısınmaya bir göndermede bulunmuş; ancak ana konu göçmenler. Ellerinde olmayan nedenlerle evlerinden ayrı kalan ve kendileri için yeni bir yer arayan üç kutup ayısı önce dış görünüşleri, sonra sayıları nedeniyle kabul görmezler. Bir başka adada seslerini bile duyuramazlar.

Barroux, gündemde olan bu zorlu ve hassas konuyu, çocukların farkındalığını olumlu yönde geliştirecek şekilde ele alıyor. Redhouse Kidz tarafından yayımlanan, Barroux’nun yazıp resimlediği ve Oğuzhan Aydın’ın çevirdiği Hoş Geldiniz, 3 yaş ve üstü çocuklar için öneriliyor. Ancak bu kitap yetişkinlerin de bakış açısını tazeleyecek.

Tülin Sadıkoğlu

27 Mart 2017 Pazartesi

Hayalperest Çocuk

Deniz sık sık renkli hayallere, oyunlara dalıp giderdi. O, halinden memnundu, ama annesi, babası ve öğretmeni, Deniz’in aklı beş karış havada, yavaş ve dikkatinin dağınık olduğunu düşünürlerdi. Aslında, bunu pek belli etmemeye çalışsalar da Deniz öyle düşündüklerini içten içe hissederdi. Üstelik buna çok üzülürdü.

Deniz, hayal dünyasında dolaşmayı çok sever. Neler olmaz ki... Dünyanın en uzun binasını yapar, örneğin; binanın en üst katından trambolinle Ay’a ulaşmaya çalışır ya da kirli havayı temizleyecek bir makine icat eder... Hayal kurmak kadar sevdiği bir başka şey de doğa, hayvanlar ama özellikle de kuşlardır. Hemen hemen her sabah, kuşlar için, pencerenin önüne ekmek ufalayıp bırakır; yağmurun altındaki salyangozları izler; güneşle oyunlar oynar; bir kuş tüyünü uzun uzun seyredebilir; yağmurun altında kollarını açarak durup damlaların koluna masaj yaparcasına inmesine izin verir; Adalar’da bitkin ve mutsuz görünen atlar adına üzülür. 

Kısacası etrafıyla çoğu insanın olmadığı kadar ilgili olmasının yanı sıra doğaya ve hayvanlara şefkatli yaklaşır, Deniz. Ancak onun bu halinden ne anne-babası ne de öğretmeni memnundur. Deniz ise hayal kurmanın kötü olduğuna inanmaz. Ona göre asıl yetişkinlerin durumu pek anlaşılır gibi değildir. Büyükler, “hiç hayal etmiyor gibi” dururlar, Deniz’e göre; üstelik onları düşünürken de görmez. “Devamlı bir yerlere yetişmeye çalıştıklarını, sürekli konuşuyor olduklarını” gözlemler. Yaşadıkları semtte kornalar hiç susmaz, daracık sokakta hızla giden arabalar yüzünden sokakta top oynayamaz. Eskiden böyle olmadığını da bilir, Deniz. O yüzden de tuhaf olanın kendisi değil, büyükler olduğunu düşünür ve büyüyünce annesi ve babası gibi olmak istemez.

Bir gün Deniz radyoda kuşlarla ilgili bir haber duyar. Bu habere göre kuşlar şehirlerde yiyecek ve su bulamamakta ve ilaçlamadan dolayı topraktan da beslenememektedir. Ağaçların yerini binalar aldığı için de kentleri terk etmektedirler. Bununla kalmaz; kuşların nesli tükenmektedir. Deniz, duydukları karşısında dünyası başına yıkılır. Hemen neler yapabileceğini düşünmeye başlar. Düşündükçe aklına pek çok fikir üşüşür... Deniz’in doğa ve hayvan sevgisi, hayal dünyasının zenginliğiyle buluşunca bu fikirler bir projeye dönüşür. Üstelik bu kez etrafındaki herkes Deniz’in endişelerini ve heyecanını paylaşacak, kuşların semtlerini terk etmemeleri için ellerinden geleni yapacaktır.  

Görkem Kantar Arsoy’un yazdığı, Mert Tugen’in resimlediği Hayalperest Çocuk, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Kitap 9-11 yaş grubu okurlar için öneriliyor.

Hayal kuran, hayallerinin peşinden koşan, üstelik bir de Deniz gibi içinde yaşadığı dünyaya duyarlı, ilgili, özenli olup da bu dünyaya bir zarar geldiğinde harekete geçecek kadar inançlı olan insanlar iyi ki varlar. Onlarla bu dünya daha güzel.

Tülin Sadıkoğlu